Son zamanlarda medyanın gündeminde, bölücü başının, bulunduğu ortamı beğenmediği ve bunu protesto edeceği dillendiriliyor.
Buraya kadar tamamdır.
Amma, bölücü başının, en önemli sıkıntılarından birisinin “Hücresinin hemen yanı başında çalışan bir jeneratörün sesi” olduğunu öğrenince, şaşmamak mümkün olmadı!
40 binden fazla insanı ve aralarındaki bebekleri hesaba katıp, vicdanının sesinden rahatsız olduğu için uyuyamaması gereken şahısın, jeneratör sesinden uyuyamaması, bir açından da anlamlıydı aslında!
İnsanların ölümüne üzülecek veya vicdan azabı duyup, uyuyamayacak olsa idi, bu cinayetlere sebep olmazdı zaten.
Vicdan sızlaması için, öncelikle ortada bir vicdanın olması da lazımdı teknik olarak!
Sonuç itibari ile bebek katili, bölücü başının, hücresinin yanındaki jeneratörün sesi kesilmezse, uykusuzluktan helak olacağının da göz önünde tutularak, gerekli tedbirlerin alınacağını ümit ediyormuş birileri de!
Yoksa yine sokaklarda, ellerine taş-toprak tutuşturulmuş çocuklarla, Molotof kokteyli tutuşturulmuş gençlerin oyunları sahnelenecektir ortalıkta!
Çocuk ve gençlerin ellerine sıkıştırılan 5 -10 liralık banknotlarla, gencecik ve günahsız gençlerimizin canları alınacak, araç ve dükkânların kullanılamaz hale gelmeleri sağlanacaktır!
İşte sırf bu yüzden dahi olsa, bölücü başının rahat uyumasının ne denli önemli olduğunu unutmamak lazımdır!
Uyuyamamaya sebep olan jeneratör susturulacak ve vicdanın yerine geçen bu cihazın susturulması ile önce bölücü başının uyuması, ardından da sokakların kan veya dumana boğulmaması temin edilecektir!
Ne günlere kaldık değil mi?!
Yok! Yok!
Uyuyamamayı duyup ta, hiç heveslenmeyin derim!
Vicdanı değilmiş, uykusuzluğa sebep olan şey!
Jeneratörmüş!...
Buraya kadar tamamdır.
Amma, bölücü başının, en önemli sıkıntılarından birisinin “Hücresinin hemen yanı başında çalışan bir jeneratörün sesi” olduğunu öğrenince, şaşmamak mümkün olmadı!
40 binden fazla insanı ve aralarındaki bebekleri hesaba katıp, vicdanının sesinden rahatsız olduğu için uyuyamaması gereken şahısın, jeneratör sesinden uyuyamaması, bir açından da anlamlıydı aslında!
İnsanların ölümüne üzülecek veya vicdan azabı duyup, uyuyamayacak olsa idi, bu cinayetlere sebep olmazdı zaten.
Vicdan sızlaması için, öncelikle ortada bir vicdanın olması da lazımdı teknik olarak!
Sonuç itibari ile bebek katili, bölücü başının, hücresinin yanındaki jeneratörün sesi kesilmezse, uykusuzluktan helak olacağının da göz önünde tutularak, gerekli tedbirlerin alınacağını ümit ediyormuş birileri de!
Yoksa yine sokaklarda, ellerine taş-toprak tutuşturulmuş çocuklarla, Molotof kokteyli tutuşturulmuş gençlerin oyunları sahnelenecektir ortalıkta!
Çocuk ve gençlerin ellerine sıkıştırılan 5 -10 liralık banknotlarla, gencecik ve günahsız gençlerimizin canları alınacak, araç ve dükkânların kullanılamaz hale gelmeleri sağlanacaktır!
İşte sırf bu yüzden dahi olsa, bölücü başının rahat uyumasının ne denli önemli olduğunu unutmamak lazımdır!
Uyuyamamaya sebep olan jeneratör susturulacak ve vicdanın yerine geçen bu cihazın susturulması ile önce bölücü başının uyuması, ardından da sokakların kan veya dumana boğulmaması temin edilecektir!
Ne günlere kaldık değil mi?!
Yok! Yok!
Uyuyamamayı duyup ta, hiç heveslenmeyin derim!
Vicdanı değilmiş, uykusuzluğa sebep olan şey!
Jeneratörmüş!...