Bir ömür damla damla biriktirip kazandıklarınızı düşünün.
Ne bedeller ödemişsinizdir.
Alın teriyle bir şeyler kazanmak kolay mı?
Kazanmak o kadar zor ki.
Kaybetmenin çok kolay olduğu yerde, nasıl elimizde tutabiliriz kazanımlarımızı?
Doyuramadığımız amelimizi dizginleyerek.
Elimizdekiyle yetinmesini bilerek.
“Başkasının çoğundan bana fayda yok, benim azımdan fayda var” anlayışıyla önce elimizdekiyle yetinmesini bileceğiz.
İçimizdeki daha fazlasını isteyen dürtüleri dizginlemek çok zordur.
Hiç kimse durup dururken bir şeylere sahip olamaz. Nasıl elde ederse etsin, kazandıklarına bir şekilde bedel ödemiştir.
Kazandıklarını elinde tutmak ise kazanmaktan çok daha zordur.
Parayı bir şekilde kazanır biriktirirsiniz, ancak elinizde ne kadar zaman tutabilirsiniz?
Birikmiş para sabun kalıbı gibidir, elinizden her an kayıp gitmeyi bekler.
Elinde tutulması en zor şey kazanılmış paradır.
Her bilenin gözü sizin paranızdan kapmaktır. O bakımdan kazanımlarınızın bilinmesi, paranızdan ve malınızdan sürekli size düşman üretir. Her size kendini dost diye yutturan, sizden para koparmayı kendine hak sayar. Koparamadığı zaman da hırçınlaşır.
Kazanırken berabermiş gibi, sizden beklentide olanlar ve terlemeden kazanmayı umanlar etrafınızda dolanırlar.
Para kazanmanız çok zordur, kazandığınız parayı kollamanız ise kazanmanızdan çok daha zordur.
Hiçbir merdivenin en üst basamağına bir defada çıkılmaz.
Yavaş ama emin adımlarla yükselenler kalıcıdırlar.
Toplum nazarında da itibar kazanmak için, kendinizi kanıtlamalısınız.
Olmadığınız payeleri hak etmeden bekleyemezsiniz.
Zirvelere çıkmak için çok sarp engelleri aşmasını becereceksiniz.
Doruğa eriştikten sonra, bulunduğunuz yeri korumak, geldiğiniz çetin şartlardan daha da zordur.
Her zirveyi kazananın kendine has bir özelliği vardır.
Toplum hiç kimseyi hak etmediği yerlere getirmez.
Tırnaklarıyla kuyu kazarak başarılar kazananlara gıpta edenler, onların hayat hikâyelerini incelemelidirler.
Toplum gözünde büyüyen insanlar, sürekli alçaklarda uçarlar.
Alçaktan uçarlar ki, düştüklerinde kanatları kırılmasın.
Halk nazarında gönüller kazanmak için sürekli kendinizden vermeniz gerekir.
Yıllarca iyiliklerle kazandığınız gönülleri kaybetmeniz ise çok kolaydır.
Çünkü almaya alıştırdıklarınıza, vermeyi kesmeye kalkarsanız; uzun yıllar çok zor kazandığınız sevginizi, çok kolay kaybedersiniz.
Maddi kazançlar nasıl ki çok zor kazanılır da, çok kolayca kaybedilirse; manevi kazançlar bir ömür harcanarak oluşur, ancak çok kolay da kaybedilebilir.
“Dil’dir sevdiren, Dil’dir, dövdüren” ağzınızdan öfkeyle çıkan sözler, yılarca yaptığınız gönülleri yıkar.
Gönüller kazanmak için yıllar azdır.
Kalpler kırmak için ise saniyeler bile çoktur.
Ne olursa olsun, kazanmak çok zordur, kaybetmek ise çok kolaydır.