Lüleburgaz Roman Derneği Başkanı ve yönetimi ile sohbetteyiz.
“Yeni bir yasa çıkıyormuş. Artık, açık havada düğün yapmak lüksü bitiyormuş. Bizim davul-zurna esnafı, kapalı alanda çalışamaz beyim…” diyorlar.
Düşünüyorum. Haklılar.
“Zaten, müzisyen oluyoruz ve en iyi şansla da, ünlü müzisyenliğe ulaşabiliyoruz. Biz artık, sanayici, mühendis, doktor, düşünür, gazeteci ve sanatçı olarak ta tanınmak, toplumun karşısında olmak istiyoruz. Eğitimi, kültürü, daha da önemlisi, imkânları bulamadıktan sonra, müzisyen olmaktan başkaca ne şansımız olabilirdi ki?” diyorlar.
Yine haklılar…
“Kırklareli Üniversitesi bünyesinde bir Konservatuar açılsın” fikri atılıyor ortaya.
Düşünüyoruz. Haklılar…
Öncelikle, Roman çocuklarının, konservatuara girebilmeleri için, liseyi bitirmeleri de lazım.
İşi o raddeye getirebilmekte mesele yani.
Altıyol da, deneyimli bir zurna üstadı ile geçen senelerde bir röportaj yapmıştık. Diyordu ki:”Bana imkân tanınsın, Altıyoldan, altı ayda, altı tane Hüsnü Şenlendirici çıkartırım”
Doğru söze ne denir ki?
“Kimse bizi dikkate alıp, sahip çıkmıyor” türküsünü söyleyen Romanlara, şimdilerde açılımlar yapılıyor. 14 Mart ta da, başbakan, Roman camiası ile bir araya gelecek.
Şimdi de, “Romanlar, bölücülüğe sevk edilmek isteniyor” türküleri söylenmeye başladı.
Bakalım, işin sonu nereye varacak?
Şu “Konservatuar” meselesini pas geçmeyelim ve bu topa girelim derim.
Karar, büyüklerimizin ve büyüklük yapabilenlerin olsun…
“Yeni bir yasa çıkıyormuş. Artık, açık havada düğün yapmak lüksü bitiyormuş. Bizim davul-zurna esnafı, kapalı alanda çalışamaz beyim…” diyorlar.
Düşünüyorum. Haklılar.
“Zaten, müzisyen oluyoruz ve en iyi şansla da, ünlü müzisyenliğe ulaşabiliyoruz. Biz artık, sanayici, mühendis, doktor, düşünür, gazeteci ve sanatçı olarak ta tanınmak, toplumun karşısında olmak istiyoruz. Eğitimi, kültürü, daha da önemlisi, imkânları bulamadıktan sonra, müzisyen olmaktan başkaca ne şansımız olabilirdi ki?” diyorlar.
Yine haklılar…
“Kırklareli Üniversitesi bünyesinde bir Konservatuar açılsın” fikri atılıyor ortaya.
Düşünüyoruz. Haklılar…
Öncelikle, Roman çocuklarının, konservatuara girebilmeleri için, liseyi bitirmeleri de lazım.
İşi o raddeye getirebilmekte mesele yani.
Altıyol da, deneyimli bir zurna üstadı ile geçen senelerde bir röportaj yapmıştık. Diyordu ki:”Bana imkân tanınsın, Altıyoldan, altı ayda, altı tane Hüsnü Şenlendirici çıkartırım”
Doğru söze ne denir ki?
“Kimse bizi dikkate alıp, sahip çıkmıyor” türküsünü söyleyen Romanlara, şimdilerde açılımlar yapılıyor. 14 Mart ta da, başbakan, Roman camiası ile bir araya gelecek.
Şimdi de, “Romanlar, bölücülüğe sevk edilmek isteniyor” türküleri söylenmeye başladı.
Bakalım, işin sonu nereye varacak?
Şu “Konservatuar” meselesini pas geçmeyelim ve bu topa girelim derim.
Karar, büyüklerimizin ve büyüklük yapabilenlerin olsun…