HABER MERKEZİ
Kocahıdır İlköğretim Okulu ile Kırklareli Belediyesi tarafından “Kurtuluş Şenlikleri ve Ata’ya Saygı Haftası” kapsamında 16 Kasım 2011 Çarşamba günü saat 15.30’da Kocahıdır İlköğretim Okulu Salonu ‘Küçük İsmail ve Kırklareli’ konulu iz bırakan söyleşi düzenlendi.
Söyleşiye; Kırklareli Belediye Başkan Yardımcısı Ünal Başkur, Kırklareli İl Milli Eğitim Müdürü İbrahim Korkmaz, Kırklareli Kent Konseyi Başkanı Münür Saygın, Milli Eğitim Şube Müdürleri Halil Yücel ve Beyhan Tufan, Araştırmacı, Gazeteci, Yazar Nazif Karaçam ve Kocahıdır İlköğretim Okulu Müdürü Bayram Ali Çamdere katıldı.
“Kurtuluş Şenlikleri ve Ata’ya Saygı Haftası” dolayısıyla düzenlenen ‘Küçük İsmail ve Kırklareli’ söyleşisi Saygı Duruşu’nda bulunulması ve İstiklal Marşımızın okunması ile başladı.
‘Küçük İsmail gibi kahramanlar yetiştirmek için okumak şart’ diyen Araştırmacı, Gazeteci, Yazar Nazif Karaçam;
“Bugün sizlerle bu okulda cereyan etmiş olan olay paylaşıyoruz. Tarihi bir okulda tarihi bir olayı değerlendirmek ve anlatmak yeni kuşaklara heyecan verecek bir olaydır. Bu okul Kırklareli’nin geçmişinde çok önemli yeri olan bir okul. 1908 yılında 2. meşrutiyetin ilanı bu okulda kutlanmıştır. 1920’de Trakya Paşaeli Müdafayi Hukuk Cemiyeti Kırklareli Şubesi çalışmalarını burada sürdürmüştür ve Yunan işgali üzerine Müdafayi Hukuk Cemiyeti’nin bütün gizli evrakları bu okulun bodrum katında yakılıp yok edilmiştir. 1920 yılının Temmuz ayında Yunanlılar Kırklareli’ni işgal ettiklerinde, Hürrem Arman’ın sınıfında hem yaş hem cüsse olarak onlardan büyük ‘İsmail’ adında bir öğrenci vardır.
Okul müdürü ‘Kirpiksiz Hamdi’ lakaplı bir beydir ve o dönem genç öğretmenler Trakya Kolordusu’na alınmıştır” şeklinde konuştu.
Küçük İsmail’in yunan bayrağını ölümü pahasına taşımayı kabul etmeyerek Yunan askerleri tarafından falakaya yatırıldığını ve arkadaşlarının gözünün önünde dayak yediğini belirten Karaçam, konuşmasını şu şekilde sürdürdü;
“Bu anının yaşandığı o gün ders başlar; kısa bir süre sonra İsmail’in okuduğu sınıfa Yunan askerleri baskın yapar. Öğrencileri dışarı çıkartarak Yunan bayrağı ile yürüyüş yaptırmak istemektedirler. Lakin bu yürüyüş sırasında önce taşınacak Yunan Bayrağını cüsse olarak büyük olan İsmail’in taşımasını uygun bulmuşlardır.
Ancak İsmail ‘Ben Yunan Bayrağı taşımam’ diyerek itiraz etmiştir. Askerin ısrarla ‘Taşıyacaksın’ demelerine rağmen oda dirençle ‘asla taşımam’ sözleri ile karşı ısrarda bulunmuştur. Bu karşı çıkışın üzerine Yunan askeri İsmail’i yere yatırıp el ve ayaklarını bağlayarak dövmeye başlamışlardır. Ancak İsmail dayak yese de Yunan bayrağını eline almamıştır. Yediği dayaktan bitkin ve baygın hale düşen Yunan askerleri İsmail’i sınıfın dışına çıkarmışlardır. Tüm bu yaşananlardan sonra İsmail okundan ayrılmış, ortadan kaybolmuştur.
Oysa arkadaşları dahil herkes bilmektedir ki İsmail taşımak istemediği o bayrakları gecenin karanlığından faydalanarak binadan sökmekteydi. Ama yunan askerleri bir türlü bayrak yırtma olayının önüne geçememiştir. Anadolu’da zaferin kanılarak, Mudanya Ateşkeş Antlaşması’nın yapılması ile 2 Ekim 1922 tarihinden itibaren Yunan askerinin şehirden çekileceği sırada ‘Küçük İsmail’ ortaya çıkarak 10 Kasım günü Pınarhisar yolundan şehre gelen ‘Türk Askeri Birliği’nin önünde Türk Bayrağını taşımış, dalgalandırarak okuluna getirmiştir. O sıra şehirde herkes onun kahramanlığından söz etmektedir” dedi. (ue)