Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfınca (TDV) organize edilen Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri çerçevesinde Kırklareli’nde açılış töreni dün düzenlendi. Düzenlenen açılış töreni; Kırklareli Müftülüğü Sungurbey Kuran Kursu ve Eğitim Merkezi Toplantı Salonu’nda saat 10.00’da Saygı Duruşu’nda bulunulup İstiklal Marşımızın okunması ile başladı. Törene; Kırklareli İl Müftüsü İsa Saim, Müftü Yardımcıları, İmam Hatipler, Vaizler ve Müftülükte görevli personel katıldı.
Karakaşbey Camii İmam-Hatibi Mehmet İleri tarafından Kuran-ı Kerim okunmasının ardından Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan “Kutlu Doğum” konulu sinevizyon gösterisi sunuldu. Bu yıl ki Kutlu Doğum Haftası’nın ana temasının “Aile” olduğunu belirten İl Müftüsü İsa Saim ailede birlik ve beraberliğin çok önemli olduğunu ve ailede kadının öneminin büyük olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Kutlu Doğum demek Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.)’nın dünyaya teşrifi demektir. Bu hafta yapacağımız faaliyetler, peygamber efendimizi tanıma, sevme, anlama, anlatma ve temsil etme açısından bize yeni ufuklar açar. Bu yılki konumuz, Peygamberimizin aile hayatımıza getirdiği ışık, yaptığı davet. Aile kurumunu, birliğini, aile bireylerini yeniden düşünmeye ihtiyacımız var. Türk milletinin en büyük hasletlerinden biri, aileye değer vermesidir.
Şunu herkes bilmelidir ki insan tabiatının doğasında din vardır. Dinsiz bir milletin hayatını devam ettirmesi mümkün değildir. Bugüne kadar kurulan en ilkel kabileden, en medeni millete kadar araştırıldığında hepsinde dini hayatın ve inancın bulunduğu görülmektedir. Ancak insanların bu dini inançları hakiki dinler, semavi dinler tarafından kontrol altında tutulmadığı takdirde derhal yanlışlara, hurafelere kayıyor ve insanlığa azap veriyor, işkence ediyor.
Sizlerin hutbeleriniz dini telkinleriniz olmamış olsa yeryüzü fesada uğrar. Bizler ne kadar yanlış yapsak ta, eksiklerimiz ve aksaklıklarımız olsa da haftada bir gün Cuma günü mutlak surette insanlara iyiliği, güzelliği ve doğruluğu, hakkı, hukuku tavsiye ediyoruz. Bu tavsiyeleri sadece kendi sözlerimizle yapmıyoruz, Hz. Kuran vasıtasıyla yapıyoruz. Peygamber efendimizin hadisi şeriflerine sığınarak yapıyoruz.
Bunların insanlar üzerinde büyük etkisi oluyor. 1 yıl sizin okumuş olduğunuz şu hutbeleri kesmiş olsak, sizin yaptığınız bizim yaptığımız vaazları dindirmiş olsak, inanın cemiyetin hayatı kötüye gider, farklılık arz eder. Biz görevimizi daha iyi yapmanın gayreti içinde olacağız.
İnsanlarımızın bir kısmı peygamber efendimizi şekil olarak, bir kısmı ilkeleri olarak bir kısmı da yaşayış biçimi olarak örnek alıyorlar. Eğer ki insanlarımız peygamber efendimizin tüm bu özelliklerini birden örnek alsa ülkemizde, dünyamızda emniyet güçlerine gerek kalmaz. Peygamber efendimizin “Yanlış yapan bizden değildir” sözünü dahi anlayarak uygulasak bu bile bizim birlik, beraberlik ve kardeşçe yaşamamız için yeterli olur. Bizlerin huzur ve güveni için harcanan paralar harcanmaz olur ve bizlerin daha rahat bir şekilde yaşamamız için gerekli ihtiyaçlara yönlendirilir.” (s)
Karakaşbey Camii İmam-Hatibi Mehmet İleri tarafından Kuran-ı Kerim okunmasının ardından Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan “Kutlu Doğum” konulu sinevizyon gösterisi sunuldu. Bu yıl ki Kutlu Doğum Haftası’nın ana temasının “Aile” olduğunu belirten İl Müftüsü İsa Saim ailede birlik ve beraberliğin çok önemli olduğunu ve ailede kadının öneminin büyük olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Kutlu Doğum demek Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.)’nın dünyaya teşrifi demektir. Bu hafta yapacağımız faaliyetler, peygamber efendimizi tanıma, sevme, anlama, anlatma ve temsil etme açısından bize yeni ufuklar açar. Bu yılki konumuz, Peygamberimizin aile hayatımıza getirdiği ışık, yaptığı davet. Aile kurumunu, birliğini, aile bireylerini yeniden düşünmeye ihtiyacımız var. Türk milletinin en büyük hasletlerinden biri, aileye değer vermesidir.
Şunu herkes bilmelidir ki insan tabiatının doğasında din vardır. Dinsiz bir milletin hayatını devam ettirmesi mümkün değildir. Bugüne kadar kurulan en ilkel kabileden, en medeni millete kadar araştırıldığında hepsinde dini hayatın ve inancın bulunduğu görülmektedir. Ancak insanların bu dini inançları hakiki dinler, semavi dinler tarafından kontrol altında tutulmadığı takdirde derhal yanlışlara, hurafelere kayıyor ve insanlığa azap veriyor, işkence ediyor.
Sizlerin hutbeleriniz dini telkinleriniz olmamış olsa yeryüzü fesada uğrar. Bizler ne kadar yanlış yapsak ta, eksiklerimiz ve aksaklıklarımız olsa da haftada bir gün Cuma günü mutlak surette insanlara iyiliği, güzelliği ve doğruluğu, hakkı, hukuku tavsiye ediyoruz. Bu tavsiyeleri sadece kendi sözlerimizle yapmıyoruz, Hz. Kuran vasıtasıyla yapıyoruz. Peygamber efendimizin hadisi şeriflerine sığınarak yapıyoruz.
Bunların insanlar üzerinde büyük etkisi oluyor. 1 yıl sizin okumuş olduğunuz şu hutbeleri kesmiş olsak, sizin yaptığınız bizim yaptığımız vaazları dindirmiş olsak, inanın cemiyetin hayatı kötüye gider, farklılık arz eder. Biz görevimizi daha iyi yapmanın gayreti içinde olacağız.
İnsanlarımızın bir kısmı peygamber efendimizi şekil olarak, bir kısmı ilkeleri olarak bir kısmı da yaşayış biçimi olarak örnek alıyorlar. Eğer ki insanlarımız peygamber efendimizin tüm bu özelliklerini birden örnek alsa ülkemizde, dünyamızda emniyet güçlerine gerek kalmaz. Peygamber efendimizin “Yanlış yapan bizden değildir” sözünü dahi anlayarak uygulasak bu bile bizim birlik, beraberlik ve kardeşçe yaşamamız için yeterli olur. Bizlerin huzur ve güveni için harcanan paralar harcanmaz olur ve bizlerin daha rahat bir şekilde yaşamamız için gerekli ihtiyaçlara yönlendirilir.” (s)