Lüleburgaz’da 5 yılını doldurdu sanıyorum.
Hiç bir polemiğe, sürtüşmeye, çatışmaya veya olumsuzluğa karışmadı adı.
Pozitif bir insan ve örnek bir yönetici olarak tanıdık kendisini hep.
O makamda, bunu başarabilmek ne denli zordur, bilirsiniz.
O, zor olanı başarırken, ilçeye kattığı birçok önemli değerle de hatırlanacak zaman içerisinde.
Lütfullah Gürsoy’u, Lüleburgaz ilçesi olarak çok sevdik.
Yok; (Allah vermesin) önemli bir hastalığı yok ta, yakın bir gelecekte başka bir yere atanabilir düşüncesiyle yazıyorum bunları.
O’nun da, bu ilçeye karşı özel bir sevgi ve ilgi beslediğinden hiçbir zaman endişemiz olmadı.
Allah razı, örnekleri bol olsun.
x x x x x
Oturup, çay içtik kendileri ile.
Birçok konuyu konuştuk ve görüş alışverişinde bulunduk.
“İnsanlar, kendilerine getirilenle mutlu olmayıp, daha fazlasını ve iyisini de istemeliler” dedi.
Bunu başardıklarını söyledi hep birlikte.
En büyük özlemlerinden ikisini de anlattı:
“Lüleburgaz’a yakışır, 3-5 bin kişilik modern bir Kapalı Spor Salonu’nun yapılmasını arzu ederdim. Bir de, soyadın kültür olduğunu iddia ettiğimi bu kentte, mesela güzel sanatlar lisesinin çok daha modern ve elverişli hale getirilmesini isterdim. Her şeyi merkezi idareden beklememek lazım. Yerel yönetimlerle, mesela STK’ların da kendi kentlerine gelecek hizmetleri için devreye girmeleri lazımdır” dedi.
Katılmamak mümkün müydü bu sözlere?
Lüleburgaz; marka olmuş sporcuları, kulüpleri ve branşları ile duruyor karşımızda.
Ağaçtan toplamıyoruz o başarılı sporcuları!
Altyapılarını hazırlar, desteklerini becerebilirsek, çok daha büyük isimleri ve başarıları katabileceğiz aralarına.
“Yaptığımız veya yapmakta olduğumuz en iyi şey; halkımızla ilişkilerimizi düzgün tutmak oldu” diyordu Kaymakam bey.
“Halkımız ile ne denli iyi iletişimde olursak, o denli elimiz kuvvetlenecektir. Mesajı iyi alabilmek, onların bizlere, yani devlete rahat ulaşabilmelerini sağlamak ve bunu bizzat gösterebilmek, hizmetin doğru akışında da önemli rol oynayacaktır” diyordu.
Dahası da;
“Yaptığın işi seveceksin” diyordu.
Yaptığı işi seven bir idareci ile bunları paylaşmak ve konuşmak, o denli önemli ve yararlıydı.
Bir çay içimi sohbetten, bunları ve daha birçok enteresan konuları ve konu başlıklarını çıkarttık özetle.
Biz, Kaymakam Bey’in, çok daha iyi görevlerde, severek yaptığı işi sayesinde, çok daha büyük hizmetlere imzasını atacağından yana umutluyuz.
Allah, yolunu ve bahtını açık etsin.
Bizim hakkımız, kendisine sonuna kadar helal olsun.
Hiç bir polemiğe, sürtüşmeye, çatışmaya veya olumsuzluğa karışmadı adı.
Pozitif bir insan ve örnek bir yönetici olarak tanıdık kendisini hep.
O makamda, bunu başarabilmek ne denli zordur, bilirsiniz.
O, zor olanı başarırken, ilçeye kattığı birçok önemli değerle de hatırlanacak zaman içerisinde.
Lütfullah Gürsoy’u, Lüleburgaz ilçesi olarak çok sevdik.
Yok; (Allah vermesin) önemli bir hastalığı yok ta, yakın bir gelecekte başka bir yere atanabilir düşüncesiyle yazıyorum bunları.
O’nun da, bu ilçeye karşı özel bir sevgi ve ilgi beslediğinden hiçbir zaman endişemiz olmadı.
Allah razı, örnekleri bol olsun.
x x x x x
Oturup, çay içtik kendileri ile.
Birçok konuyu konuştuk ve görüş alışverişinde bulunduk.
“İnsanlar, kendilerine getirilenle mutlu olmayıp, daha fazlasını ve iyisini de istemeliler” dedi.
Bunu başardıklarını söyledi hep birlikte.
En büyük özlemlerinden ikisini de anlattı:
“Lüleburgaz’a yakışır, 3-5 bin kişilik modern bir Kapalı Spor Salonu’nun yapılmasını arzu ederdim. Bir de, soyadın kültür olduğunu iddia ettiğimi bu kentte, mesela güzel sanatlar lisesinin çok daha modern ve elverişli hale getirilmesini isterdim. Her şeyi merkezi idareden beklememek lazım. Yerel yönetimlerle, mesela STK’ların da kendi kentlerine gelecek hizmetleri için devreye girmeleri lazımdır” dedi.
Katılmamak mümkün müydü bu sözlere?
Lüleburgaz; marka olmuş sporcuları, kulüpleri ve branşları ile duruyor karşımızda.
Ağaçtan toplamıyoruz o başarılı sporcuları!
Altyapılarını hazırlar, desteklerini becerebilirsek, çok daha büyük isimleri ve başarıları katabileceğiz aralarına.
“Yaptığımız veya yapmakta olduğumuz en iyi şey; halkımızla ilişkilerimizi düzgün tutmak oldu” diyordu Kaymakam bey.
“Halkımız ile ne denli iyi iletişimde olursak, o denli elimiz kuvvetlenecektir. Mesajı iyi alabilmek, onların bizlere, yani devlete rahat ulaşabilmelerini sağlamak ve bunu bizzat gösterebilmek, hizmetin doğru akışında da önemli rol oynayacaktır” diyordu.
Dahası da;
“Yaptığın işi seveceksin” diyordu.
Yaptığı işi seven bir idareci ile bunları paylaşmak ve konuşmak, o denli önemli ve yararlıydı.
Bir çay içimi sohbetten, bunları ve daha birçok enteresan konuları ve konu başlıklarını çıkarttık özetle.
Biz, Kaymakam Bey’in, çok daha iyi görevlerde, severek yaptığı işi sayesinde, çok daha büyük hizmetlere imzasını atacağından yana umutluyuz.
Allah, yolunu ve bahtını açık etsin.
Bizim hakkımız, kendisine sonuna kadar helal olsun.