MİSAFİR KALEMGörkem Evci
gorkem.evci@boun.edu.tr Türkiye zamanını ve gücünü sonu gelmeyen tartışmalarda harcamaya devam ediyor. Öteden bu yana statüsünü korumak isteyen, değişimden korkan bireyler ve gruplar her türlü yeniliğe karşı çıkmaya devam ederken; değişim isteyenler bir anda bir düşmana dönüşüyor. Tıpkı kedinin yavrusunu yiyeceğinde onu fareye benzetip yemesi gibi, sistem, devlet ve muktedirler kendi vatandaşlarını "yemek" istediğinde onu bir düşman sıfatı ile birleştiriyor ve sistemin dışına itilip dışlanan bireyi saf dışı bırakmakta zorlanmıyor.
Her şey zıttı ile var ve anlamlı olduğundan bir sistem, bir düşünce biçimi, bir ideolojik görüş ya da yönetim biçimi kendine düşman yaratmak zorunda olduğu düşüncesinden bir türlü kurtulamıyor. Bu bakımdan devamlılığını sağlamak, gücünü ve dolayısı ile kendi çıkarlarını korumak için aksi görüş belirtenleri "hainlik" ya da beğenmediği bir fikrin savunucusu olduğu iddiası ile fikir ya da topluluk isimlerinin sonuna "-ci,-cu" ekleri getirerek suçlamakta bir beis görmüyor.
Anti-tez üretmekten, tez üretmeye vakit bulamayan düşünce sistemleri bu saçma döngü içinde bazen neye karşı çıktığını bile fark edemeyecek duruma gelir. Yalnızca korku üzerinden siyaset yapmakla, sindirme politikalarıyla, kötünün iyisine razı etme çabalarıyla birileri zamanında kazandıkları sıfatları kaybetmesin diye her türlü yolu mubah gören fikirler kendi halkını gerektiğinde düşman ilan etmekten zerre hayâ etmezler.
Karşıtına duyduğu nefretle var olan ideolojiler ve insanlar hep avlayacak bir "cadı" bulurlar. Bu cadı kimi zaman "kırmızı" olur bu ülkede kimi zaman "yeşil"... Bir kış Komünizm gelecek diye birileri sindirilir, denize düşen yılana sarılır misali düşmandan kaçan sisteme sarılır; bir kış şeriat gelecek diye sindirilir başkaları. Ortada bir tek gerçek vardır ve bir tek düşman; Hayalî düşmanlar yaratanlar, her gün nefreti sofrasında katık edip, kendinden olmayanı düşman ilan ettiklerinde kazanan sadece sistemden beslenenlerdir.
Ama unutulmasın ki nefretle beslenenler nefretle kusacaklardır!
MİSAFİR KALEM
Nefretle var olanlarGörkem Evci
gorkem.evci@boun.edu.tr Türkiye zamanını ve gücünü sonu gelmeyen tartışmalarda harcamaya devam ediyor. Öteden bu yana statüsünü korumak isteyen, değişimden korkan bireyler ve gruplar her türlü yeniliğe karşı çıkmaya devam ederken; değişim isteyenler bir anda bir düşmana dönüşüyor. Tıpkı kedinin yavrusunu yiyeceğinde onu fareye benzetip yemesi gibi, sistem, devlet ve muktedirler kendi vatandaşlarını "yemek" istediğinde onu bir düşman sıfatı ile birleştiriyor ve sistemin dışına itilip dışlanan bireyi saf dışı bırakmakta zorlanmıyor.
Her şey zıttı ile var ve anlamlı olduğundan bir sistem, bir düşünce biçimi, bir ideolojik görüş ya da yönetim biçimi kendine düşman yaratmak zorunda olduğu düşüncesinden bir türlü kurtulamıyor. Bu bakımdan devamlılığını sağlamak, gücünü ve dolayısı ile kendi çıkarlarını korumak için aksi görüş belirtenleri "hainlik" ya da beğenmediği bir fikrin savunucusu olduğu iddiası ile fikir ya da topluluk isimlerinin sonuna "-ci,-cu" ekleri getirerek suçlamakta bir beis görmüyor.
Anti-tez üretmekten, tez üretmeye vakit bulamayan düşünce sistemleri bu saçma döngü içinde bazen neye karşı çıktığını bile fark edemeyecek duruma gelir. Yalnızca korku üzerinden siyaset yapmakla, sindirme politikalarıyla, kötünün iyisine razı etme çabalarıyla birileri zamanında kazandıkları sıfatları kaybetmesin diye her türlü yolu mubah gören fikirler kendi halkını gerektiğinde düşman ilan etmekten zerre hayâ etmezler.
Karşıtına duyduğu nefretle var olan ideolojiler ve insanlar hep avlayacak bir "cadı" bulurlar. Bu cadı kimi zaman "kırmızı" olur bu ülkede kimi zaman "yeşil"... Bir kış Komünizm gelecek diye birileri sindirilir, denize düşen yılana sarılır misali düşmandan kaçan sisteme sarılır; bir kış şeriat gelecek diye sindirilir başkaları. Ortada bir tek gerçek vardır ve bir tek düşman; Hayalî düşmanlar yaratanlar, her gün nefreti sofrasında katık edip, kendinden olmayanı düşman ilan ettiklerinde kazanan sadece sistemden beslenenlerdir.
Ama unutulmasın ki nefretle beslenenler nefretle kusacaklardır!
gorkem.evci@boun.edu.tr Türkiye zamanını ve gücünü sonu gelmeyen tartışmalarda harcamaya devam ediyor. Öteden bu yana statüsünü korumak isteyen, değişimden korkan bireyler ve gruplar her türlü yeniliğe karşı çıkmaya devam ederken; değişim isteyenler bir anda bir düşmana dönüşüyor. Tıpkı kedinin yavrusunu yiyeceğinde onu fareye benzetip yemesi gibi, sistem, devlet ve muktedirler kendi vatandaşlarını "yemek" istediğinde onu bir düşman sıfatı ile birleştiriyor ve sistemin dışına itilip dışlanan bireyi saf dışı bırakmakta zorlanmıyor.
Her şey zıttı ile var ve anlamlı olduğundan bir sistem, bir düşünce biçimi, bir ideolojik görüş ya da yönetim biçimi kendine düşman yaratmak zorunda olduğu düşüncesinden bir türlü kurtulamıyor. Bu bakımdan devamlılığını sağlamak, gücünü ve dolayısı ile kendi çıkarlarını korumak için aksi görüş belirtenleri "hainlik" ya da beğenmediği bir fikrin savunucusu olduğu iddiası ile fikir ya da topluluk isimlerinin sonuna "-ci,-cu" ekleri getirerek suçlamakta bir beis görmüyor.
Anti-tez üretmekten, tez üretmeye vakit bulamayan düşünce sistemleri bu saçma döngü içinde bazen neye karşı çıktığını bile fark edemeyecek duruma gelir. Yalnızca korku üzerinden siyaset yapmakla, sindirme politikalarıyla, kötünün iyisine razı etme çabalarıyla birileri zamanında kazandıkları sıfatları kaybetmesin diye her türlü yolu mubah gören fikirler kendi halkını gerektiğinde düşman ilan etmekten zerre hayâ etmezler.
Karşıtına duyduğu nefretle var olan ideolojiler ve insanlar hep avlayacak bir "cadı" bulurlar. Bu cadı kimi zaman "kırmızı" olur bu ülkede kimi zaman "yeşil"... Bir kış Komünizm gelecek diye birileri sindirilir, denize düşen yılana sarılır misali düşmandan kaçan sisteme sarılır; bir kış şeriat gelecek diye sindirilir başkaları. Ortada bir tek gerçek vardır ve bir tek düşman; Hayalî düşmanlar yaratanlar, her gün nefreti sofrasında katık edip, kendinden olmayanı düşman ilan ettiklerinde kazanan sadece sistemden beslenenlerdir.
Ama unutulmasın ki nefretle beslenenler nefretle kusacaklardır!
MİSAFİR KALEM
Nefretle var olanlarGörkem Evci
gorkem.evci@boun.edu.tr Türkiye zamanını ve gücünü sonu gelmeyen tartışmalarda harcamaya devam ediyor. Öteden bu yana statüsünü korumak isteyen, değişimden korkan bireyler ve gruplar her türlü yeniliğe karşı çıkmaya devam ederken; değişim isteyenler bir anda bir düşmana dönüşüyor. Tıpkı kedinin yavrusunu yiyeceğinde onu fareye benzetip yemesi gibi, sistem, devlet ve muktedirler kendi vatandaşlarını "yemek" istediğinde onu bir düşman sıfatı ile birleştiriyor ve sistemin dışına itilip dışlanan bireyi saf dışı bırakmakta zorlanmıyor.
Her şey zıttı ile var ve anlamlı olduğundan bir sistem, bir düşünce biçimi, bir ideolojik görüş ya da yönetim biçimi kendine düşman yaratmak zorunda olduğu düşüncesinden bir türlü kurtulamıyor. Bu bakımdan devamlılığını sağlamak, gücünü ve dolayısı ile kendi çıkarlarını korumak için aksi görüş belirtenleri "hainlik" ya da beğenmediği bir fikrin savunucusu olduğu iddiası ile fikir ya da topluluk isimlerinin sonuna "-ci,-cu" ekleri getirerek suçlamakta bir beis görmüyor.
Anti-tez üretmekten, tez üretmeye vakit bulamayan düşünce sistemleri bu saçma döngü içinde bazen neye karşı çıktığını bile fark edemeyecek duruma gelir. Yalnızca korku üzerinden siyaset yapmakla, sindirme politikalarıyla, kötünün iyisine razı etme çabalarıyla birileri zamanında kazandıkları sıfatları kaybetmesin diye her türlü yolu mubah gören fikirler kendi halkını gerektiğinde düşman ilan etmekten zerre hayâ etmezler.
Karşıtına duyduğu nefretle var olan ideolojiler ve insanlar hep avlayacak bir "cadı" bulurlar. Bu cadı kimi zaman "kırmızı" olur bu ülkede kimi zaman "yeşil"... Bir kış Komünizm gelecek diye birileri sindirilir, denize düşen yılana sarılır misali düşmandan kaçan sisteme sarılır; bir kış şeriat gelecek diye sindirilir başkaları. Ortada bir tek gerçek vardır ve bir tek düşman; Hayalî düşmanlar yaratanlar, her gün nefreti sofrasında katık edip, kendinden olmayanı düşman ilan ettiklerinde kazanan sadece sistemden beslenenlerdir.
Ama unutulmasın ki nefretle beslenenler nefretle kusacaklardır!