HAYETIN İÇİNDEN
Şenol Goncagül
“Taş atan çocuklar” tartışmalarını yaşadık bir dönem.
O çocukların, terör suçlusu sayılarak, cezaevlerine girmelerini, toplumsal bir olumsuzluk olarak niteleyip, yasa iptal edilerek, o çocukların yeniden sokaklara dönmeleri sağlandı.
Hatta; o çocukların sokaklara dönüşünü, daha ilk eylemlerde polislere taş atarlarken gördüğümüzde anladık!
“Taş attıkları için” suçsuz veya az suçlu durumuna gelen o çocuklara karşılık, atılan taşlarla yaralanan polis ve askerler savunmasız, atılan taşlarla araçları ve iş yerleri zarar gören vatandaşlar SUÇLU oldular!
“Örgütün maşa haline getirdiği çocuklar taş atacaklar. Dükkânını oraya niye açtın kardeşim?” durumları yaşandı bir nevi!
Araçlarını şanssızlık eseri o güzergâha bırakan vatandaşlar cezalandırıldı mesela!
Ama, o çocuklar, hayata o taşları atmak üzere gelmişler veya doğurulmuşlardı sanki!
O çocukları taş attıkları için cezaevlerine tıktığımızda, devlet düşmanı olarak yetişecekleri ve bir daha psikolojilerini düzeltmenin mümkün olamayacağı söylendi defalarca.
O çocukların, tüm bu rezilliklere rağmen, nasıl olup ta hala taş atmaya devam ettiklerini, buna nasıl olup ta devletin izin verdiğini bir türlü algılayamayan vatandaşın psikolojisini kimse hesaba katmadı!
San ki; terör örgütünün elinde oyuncak olan o çocuklar, attıkları taşı sineye çeken devletlerine karşı çok daha sempatik ve birdenbire vatansever mi oluverdiler?
Belki de, devlet bir şekilde salıveriyor ve suçlarını affediyor amma, ben o çocukları ve o çocukları oralara gönderenleri affetmiyor ve hakkımı da helal etmiyorum.
Belki, biraz geri kafalıyımdır!
Ne dersiniz?!
Şenol Goncagül
“Taş atan çocuklar” tartışmalarını yaşadık bir dönem.
O çocukların, terör suçlusu sayılarak, cezaevlerine girmelerini, toplumsal bir olumsuzluk olarak niteleyip, yasa iptal edilerek, o çocukların yeniden sokaklara dönmeleri sağlandı.
Hatta; o çocukların sokaklara dönüşünü, daha ilk eylemlerde polislere taş atarlarken gördüğümüzde anladık!
“Taş attıkları için” suçsuz veya az suçlu durumuna gelen o çocuklara karşılık, atılan taşlarla yaralanan polis ve askerler savunmasız, atılan taşlarla araçları ve iş yerleri zarar gören vatandaşlar SUÇLU oldular!
“Örgütün maşa haline getirdiği çocuklar taş atacaklar. Dükkânını oraya niye açtın kardeşim?” durumları yaşandı bir nevi!
Araçlarını şanssızlık eseri o güzergâha bırakan vatandaşlar cezalandırıldı mesela!
Ama, o çocuklar, hayata o taşları atmak üzere gelmişler veya doğurulmuşlardı sanki!
O çocukları taş attıkları için cezaevlerine tıktığımızda, devlet düşmanı olarak yetişecekleri ve bir daha psikolojilerini düzeltmenin mümkün olamayacağı söylendi defalarca.
O çocukların, tüm bu rezilliklere rağmen, nasıl olup ta hala taş atmaya devam ettiklerini, buna nasıl olup ta devletin izin verdiğini bir türlü algılayamayan vatandaşın psikolojisini kimse hesaba katmadı!
San ki; terör örgütünün elinde oyuncak olan o çocuklar, attıkları taşı sineye çeken devletlerine karşı çok daha sempatik ve birdenbire vatansever mi oluverdiler?
Belki de, devlet bir şekilde salıveriyor ve suçlarını affediyor amma, ben o çocukları ve o çocukları oralara gönderenleri affetmiyor ve hakkımı da helal etmiyorum.
Belki, biraz geri kafalıyımdır!
Ne dersiniz?!