Rahmi Sağlık Geçtiğimiz günlerde bir kıraathanede arkadaşlarla sohbet ederken yan masada da, 50-60 yaşlarında 4 vatandaşın konuşmaları dikkatimi çekti.
* İçlerinden biri; “Hastaneler parasız falan derler. Fakat; “Yok reçete yazdırma parası, yok ilaç farkı, yok bilmem ne bu iş gene yavaş yavaş paraya dönüyor.”
* Diğer biri, biraz kızarak; “İnsaf be! Ne çabuk unuttun eski günleri.”
* Beriki; “Ya! Ne varmış eski günlerde?”
* Diğeri; “Eski günlerde şu vardı! Evinde hastan olunca ya araba tutup hastayı doktora götüreceksin ya da doktora gidip doktora; “Hastamız var eve gelir misin?” Doktorda; “Biraz bekle tut araba gidelim” der.
Sen arabayı tutup doktoru eve götürürsün. Doktor ufak çantasından bir dinleme aparatı ve tansiyon ölçme aleti çıkarır. O da doğru mu, yanlış mı ölçer belli değil. Tahlil-mahlil, filim-milim de yok!
Muayeneden sonra Doktor; “Pek önemli bir şey yok. İlaçları kullansın geçmezse 15 gün san gene bakarız” der ve okunması zor olan reçetesini yazarak sana uzatır. Sende; “Borcumuz doktor bey?” dersin. Oda sana; “50 lira” der. 50 papeli alınca gülümseyerek, tekrar; “Dediğim gibi önemli bir şey yok. Merak etmeyin.” Gerekirse gene görüşürüz!” der.
* Beriki; Bu defa kızarak; “Bırak. O zamanlar öyle idi. Boş ver uzatma!”
* Öteki; “Bitiriyorum. Reçeteyi eczaneye götürürsün yazılı ilaçları alırsın amma reçete yazısı pek okunmadığı için verilen ilaçları da pek kontrol edemesin.
Eczaneciye; ”Ne tuttu?” dersin. Aldığın cevap; “57 Lira 80 Kuruş.” Onu da ödersin. 50 Lira taksi, 50 Lira doktor, 57 Lira ilaç. Toplam 157 Lira’ya. Tedavide yok. Bunları çabuk unutmuşsun!”
Bu gün bir telefonla, doktorlu ve donanımlı ambulans 5-10 dakikada kapının önünde. Hastaneye gidince de doktor tercih etme hakkın var. Sen bunlara karşılık 8-10 Lira’nın hesabını yapıyorsun. Sen, dün bir tak-tak, iki laklak için 157 Lira ödediğini unutma! deyince; 3 Lira reçete parasını çok bulan arkadaş, kızarak ve söylenerek masadan kalkıp gitti.
- Eh! Siz bu konuşmalara ne dersiniz? Yorum siz yapın!
* İçlerinden biri; “Hastaneler parasız falan derler. Fakat; “Yok reçete yazdırma parası, yok ilaç farkı, yok bilmem ne bu iş gene yavaş yavaş paraya dönüyor.”
* Diğer biri, biraz kızarak; “İnsaf be! Ne çabuk unuttun eski günleri.”
* Beriki; “Ya! Ne varmış eski günlerde?”
* Diğeri; “Eski günlerde şu vardı! Evinde hastan olunca ya araba tutup hastayı doktora götüreceksin ya da doktora gidip doktora; “Hastamız var eve gelir misin?” Doktorda; “Biraz bekle tut araba gidelim” der.
Sen arabayı tutup doktoru eve götürürsün. Doktor ufak çantasından bir dinleme aparatı ve tansiyon ölçme aleti çıkarır. O da doğru mu, yanlış mı ölçer belli değil. Tahlil-mahlil, filim-milim de yok!
Muayeneden sonra Doktor; “Pek önemli bir şey yok. İlaçları kullansın geçmezse 15 gün san gene bakarız” der ve okunması zor olan reçetesini yazarak sana uzatır. Sende; “Borcumuz doktor bey?” dersin. Oda sana; “50 lira” der. 50 papeli alınca gülümseyerek, tekrar; “Dediğim gibi önemli bir şey yok. Merak etmeyin.” Gerekirse gene görüşürüz!” der.
* Beriki; Bu defa kızarak; “Bırak. O zamanlar öyle idi. Boş ver uzatma!”
* Öteki; “Bitiriyorum. Reçeteyi eczaneye götürürsün yazılı ilaçları alırsın amma reçete yazısı pek okunmadığı için verilen ilaçları da pek kontrol edemesin.
Eczaneciye; ”Ne tuttu?” dersin. Aldığın cevap; “57 Lira 80 Kuruş.” Onu da ödersin. 50 Lira taksi, 50 Lira doktor, 57 Lira ilaç. Toplam 157 Lira’ya. Tedavide yok. Bunları çabuk unutmuşsun!”
Bu gün bir telefonla, doktorlu ve donanımlı ambulans 5-10 dakikada kapının önünde. Hastaneye gidince de doktor tercih etme hakkın var. Sen bunlara karşılık 8-10 Lira’nın hesabını yapıyorsun. Sen, dün bir tak-tak, iki laklak için 157 Lira ödediğini unutma! deyince; 3 Lira reçete parasını çok bulan arkadaş, kızarak ve söylenerek masadan kalkıp gitti.
- Eh! Siz bu konuşmalara ne dersiniz? Yorum siz yapın!