54 gün sonra gideceğimiz sandık o kadar önemli ki, sadece yerel yöneticilerimizi değil, geleceğimizi de seçeceğiz.
30 Mart Yerel Seçimleri’nde vereceğimiz karar belki bir dönemin sonu yeni bir dönemin başlangıcı olacak.
Temiz siyaset, hepimizin özlemi.
Bu yerel seçim şimdiye kadar yaşadıklarımızın en önemlisi.
17 Aralık Depremi ile sarsılan ekonomimiz seçim sonuçlarına endekslendi.
Şok faiz arttırımının bile durduramadığı Dolar ve Avro’nun mal fiyatlarına nasıl yansıyacağını kestirmek zor.
Her şeyimiz dövize göre düzenleniyor.
Siyasi çalkantılarla %25’i geçen devalüasyonun bedelini halkımız ödeyecek.
Dövizin yükselmesinin sebebi halk mı?
Halkımızın bu konuda hiçbir günahı yok. Ne yazık ki, bedelini halk ödeyecek.
Gerek enflasyon, gerekse zam ve vergi olarak bu bedel ödenecek.
Siyasi İktidar’ın hatalarının faturasını neden Halkımız ödeyecek?
İnsanlar layık olduğu rejimler tarafından yönetilir de ondan.
30 Mart’ta önümüze gelecek seçimde vereceğimiz kararla hangi siyaset tarafından yönetilmek istediğimizin işaretlerini vereceğiz.
Bu seçim öyle bir seçim ki, önümüzdeki seçimlerin de kilitlerini açacak nitelikte.
Belediye, doğumumuzla başlayıp ölüme kadar hizmetimize koşan önemli bir kurum.
İktidar hangi partiden olursa olsun, Belediye Başkanı hangi partiden ise o kentin sakinleri için iktidar odur.
Seçeceğimiz kişi yaşadığımız kentin Şehri-Emin’i olacak.
Neye göre karar vereceğiz?
Yerel yöneticiye göre mi karar vereceğiz, yoksa İktidara mesaj mı vereceğiz?
Şimdiye kadar yapılan her yerel seçimde Siyasi İktidara mesaj veren sonuçları yaşadık.
Peki, İktidar Partisinin Adayını Hükümetin hataları yüzünden cezalandırmak doğru mu?
İktidar partisinin Adayı olanlar bu riski göze alarak seçime girerler.
Partileri hükümet eden Adayların avantajı kadar dez avantajları da vardır.
Eğer 17 Aralık Depremi olmasaydı, İktidar Partisinin Adayları bu seçime çok avantajlı gireceklerdi.
Geldiğimiz durumda ise, bazı kentlerde sırf bu son siyasi çalkantılar yüzünden seçim kaybedecek olan İktidar Partisi Adayları şanslarına küsmek zorunda kalacak.
Çünkü, Muhalefet partilerinin propagandalarının merkezine 17 Aralık oturacak.
Başkan Adayları’nın projeleri ikinci planda kalacak.
Yerel seçim genel siyasetin gölgesinde ezilecek.
Yaşadığı kente uygulanacak projeleri duymak isteyen vatandaş, Genel seçim havasına bürünecek propagandalarla yetinecek.
Çamurlu yollar, akmayan sular, kirlenen hava gibi sorunlar yerine “Bu hükümet gitsin mi kalsın mı”? Sorusuna cevap aranacak.
Belediyeler Siyasi kurumlar olduğu için, genelde hizmet yarışıyla kıyaslanacak bir seçim süreci yaşanmıyor.
Yerel seçim deyince işin içine İl Genel Meclisi ve Belediye Meclisi ile Muhtarlarımızın yenilenmesi de giriyor.
Aylıklarının 900 TL. civarına yükseltildiği bu dönemde Muhtarlık çok cazip hale geldi. Muhtar Adayları o kadar çoğaldı ki, sayısını akılda tutmak zorlaştı.
İl Genel Meclisi de Yerel Parlamento niteliğinde.
Babaeski’miz 53 bin Nüfusa göre şimdiye kadar 4 İl genel Meclis Üyesiyle temsil ediliyordu.
Son olarak 50 Binin altına düşen Babaeski Nüfusu’nu 3 İl Genel Meclisi Üyesi tarafından temsil edeceği haberi biz Babaeskililerin moralini bozdu.
Biz Babaeskililer 1 İl Genel Meclis üyemizin eksilmesinin üzüntüsünü yaşıyoruz.
Seçimlere 54 gün kala partiler sahaya inmeye başladılar.
Birkaç gün sonra Başbakan Erdoğan Seçim Mitingleri’ne başlayıp 60 İli gezecekmiş. Görsel Medya’da bundan sonra gündem, seçim olacak.
Gazeteler de, seçimle yatıp seçimle kalkacak.
Baharla birlikte çok hareketli siyasi günler yaşayacağız.
CHP bu seçime Merkez Sağ ile Birleşerek giriyor.
MHP kökenli Adayı var, ANAP kökenli Adayları var.
DP kökenli Adayı var. AKP kökenli Adayı bile var.
CHP’nin Başkan Adayları Belediye Meclis Adayları’nı oluştururken, Genel Merkezin Türkiye bazında uyguladığı bu örnek birleşimi, listelerine yansıtmaları gerekir.
Merkez Sağın sevilen sayılan insanlarını ekiplerine serpiştirmeleri sandıkta daha çok oy olarak vücut bulacaktır
Aksi halde merkez sağ AKP’ye kayacaktır. Bu tür kaymalar bazı yerlerde de seçim sonucunu bile etkileyecektir.
CHP Genel İktidarın yerel iktidardan geçtiğini nihayet farketti ve güç birliğine karar verdi.
Merkez partisi olma yolunda önemli adımlar atan CHP, bu seçime İktidar Alternatifi olduğunu hissettirecek bir anlayışla giriyor.
Bölünüp yok olacağımıza, birleşip İktidar olalım. Hepimiz kazanalım. Özkan Başaran
30 Mart Yerel Seçimleri’nde vereceğimiz karar belki bir dönemin sonu yeni bir dönemin başlangıcı olacak.
Temiz siyaset, hepimizin özlemi.
Bu yerel seçim şimdiye kadar yaşadıklarımızın en önemlisi.
17 Aralık Depremi ile sarsılan ekonomimiz seçim sonuçlarına endekslendi.
Şok faiz arttırımının bile durduramadığı Dolar ve Avro’nun mal fiyatlarına nasıl yansıyacağını kestirmek zor.
Her şeyimiz dövize göre düzenleniyor.
Siyasi çalkantılarla %25’i geçen devalüasyonun bedelini halkımız ödeyecek.
Dövizin yükselmesinin sebebi halk mı?
Halkımızın bu konuda hiçbir günahı yok. Ne yazık ki, bedelini halk ödeyecek.
Gerek enflasyon, gerekse zam ve vergi olarak bu bedel ödenecek.
Siyasi İktidar’ın hatalarının faturasını neden Halkımız ödeyecek?
İnsanlar layık olduğu rejimler tarafından yönetilir de ondan.
30 Mart’ta önümüze gelecek seçimde vereceğimiz kararla hangi siyaset tarafından yönetilmek istediğimizin işaretlerini vereceğiz.
Bu seçim öyle bir seçim ki, önümüzdeki seçimlerin de kilitlerini açacak nitelikte.
Belediye, doğumumuzla başlayıp ölüme kadar hizmetimize koşan önemli bir kurum.
İktidar hangi partiden olursa olsun, Belediye Başkanı hangi partiden ise o kentin sakinleri için iktidar odur.
Seçeceğimiz kişi yaşadığımız kentin Şehri-Emin’i olacak.
Neye göre karar vereceğiz?
Yerel yöneticiye göre mi karar vereceğiz, yoksa İktidara mesaj mı vereceğiz?
Şimdiye kadar yapılan her yerel seçimde Siyasi İktidara mesaj veren sonuçları yaşadık.
Peki, İktidar Partisinin Adayını Hükümetin hataları yüzünden cezalandırmak doğru mu?
İktidar partisinin Adayı olanlar bu riski göze alarak seçime girerler.
Partileri hükümet eden Adayların avantajı kadar dez avantajları da vardır.
Eğer 17 Aralık Depremi olmasaydı, İktidar Partisinin Adayları bu seçime çok avantajlı gireceklerdi.
Geldiğimiz durumda ise, bazı kentlerde sırf bu son siyasi çalkantılar yüzünden seçim kaybedecek olan İktidar Partisi Adayları şanslarına küsmek zorunda kalacak.
Çünkü, Muhalefet partilerinin propagandalarının merkezine 17 Aralık oturacak.
Başkan Adayları’nın projeleri ikinci planda kalacak.
Yerel seçim genel siyasetin gölgesinde ezilecek.
Yaşadığı kente uygulanacak projeleri duymak isteyen vatandaş, Genel seçim havasına bürünecek propagandalarla yetinecek.
Çamurlu yollar, akmayan sular, kirlenen hava gibi sorunlar yerine “Bu hükümet gitsin mi kalsın mı”? Sorusuna cevap aranacak.
Belediyeler Siyasi kurumlar olduğu için, genelde hizmet yarışıyla kıyaslanacak bir seçim süreci yaşanmıyor.
Yerel seçim deyince işin içine İl Genel Meclisi ve Belediye Meclisi ile Muhtarlarımızın yenilenmesi de giriyor.
Aylıklarının 900 TL. civarına yükseltildiği bu dönemde Muhtarlık çok cazip hale geldi. Muhtar Adayları o kadar çoğaldı ki, sayısını akılda tutmak zorlaştı.
İl Genel Meclisi de Yerel Parlamento niteliğinde.
Babaeski’miz 53 bin Nüfusa göre şimdiye kadar 4 İl genel Meclis Üyesiyle temsil ediliyordu.
Son olarak 50 Binin altına düşen Babaeski Nüfusu’nu 3 İl Genel Meclisi Üyesi tarafından temsil edeceği haberi biz Babaeskililerin moralini bozdu.
Biz Babaeskililer 1 İl Genel Meclis üyemizin eksilmesinin üzüntüsünü yaşıyoruz.
Seçimlere 54 gün kala partiler sahaya inmeye başladılar.
Birkaç gün sonra Başbakan Erdoğan Seçim Mitingleri’ne başlayıp 60 İli gezecekmiş. Görsel Medya’da bundan sonra gündem, seçim olacak.
Gazeteler de, seçimle yatıp seçimle kalkacak.
Baharla birlikte çok hareketli siyasi günler yaşayacağız.
CHP bu seçime Merkez Sağ ile Birleşerek giriyor.
MHP kökenli Adayı var, ANAP kökenli Adayları var.
DP kökenli Adayı var. AKP kökenli Adayı bile var.
CHP’nin Başkan Adayları Belediye Meclis Adayları’nı oluştururken, Genel Merkezin Türkiye bazında uyguladığı bu örnek birleşimi, listelerine yansıtmaları gerekir.
Merkez Sağın sevilen sayılan insanlarını ekiplerine serpiştirmeleri sandıkta daha çok oy olarak vücut bulacaktır
Aksi halde merkez sağ AKP’ye kayacaktır. Bu tür kaymalar bazı yerlerde de seçim sonucunu bile etkileyecektir.
CHP Genel İktidarın yerel iktidardan geçtiğini nihayet farketti ve güç birliğine karar verdi.
Merkez partisi olma yolunda önemli adımlar atan CHP, bu seçime İktidar Alternatifi olduğunu hissettirecek bir anlayışla giriyor.
Bölünüp yok olacağımıza, birleşip İktidar olalım. Hepimiz kazanalım. Özkan Başaran