Toplumsal dayanışma ruhunu kaybediyoruz. Beraber hareket etme kültürümüz yok oluyor. Küçük ayrıntılarda boğuşup duruyoruz.
Çıkarlar arkadaşlıkları yok ediyor. Dostluklar kurulamıyor.
Sahte davranışlar. Yapmacık konuşmalar.
Birbirinin kuyusunu kazan bir toplum olduk. Aynı masada oturan dört kişiye bakıyorum da, birisi kalktığı zaman ötekisi hemen aleyhine dedikodu yapabiliyor.
Bu nasıl bir anlayış?
Dışarıdan bakıldığında dostça sohbet, ama işin içine girince çıfıt çarşısı.
Samimiyet yok.
Birbirini sevmeyen insanlar, severmiş gibi görünüyorlar.
Birbirine güvenmeyen insanlar güvenir gibi yapıyorlar.
Çıkarlar devam ettiği sürece de bu oyun devam ediyor.
Birbirinden beklentileri sona erenler, öncelikle birbirlerinin açıklarını topluma deşifre edebiliyorlar.
Onun için, Bugün dost olduklarınıza yarın düşman olacakmış gibi, bugün düşman olduklarınıza da yarın düşman olacakmış gibi davranın.
Şartlar günbegün değişiyor.
Dost sanıp sırlarınızı verdiğiniz insanlardan en büyük zararları görebilirsiniz.
Düşman sanıp zarar göreceğinizi düşündüklerinizden de beklenmedik faydaları görebilirsiniz.
Bizim toplum öyle bir sahte ve yapmacık hal aldı ki, sahte maskeler kullanmaktan da bir türlü yorulmadı.
Birbirini çekiştirmekten usanmadı.
Kurnazlık; yaşam sanatı haline geldi.
Dürüstlük, aptallık olarak nitelenmeye başladı.
Doğruluk, nasihatlerde kaldı.
Bereket versin ki, toplumuzda az da olsa temiz karakterli inançlı bir kitlemiz var.
İşte o yüksek karakterli insanların yüzü suyu hürmetine bu toplum çeşitli felaketlerden kıl payı kurtulabiliyor.
İşte o özü sözü bir insanlar, bu toplumu ayakta tutabiliyor.
Onların hayır duaları olmasa, şimdiye kadar dağılır giderdik.
Nasıl olmalı da iyiler çoğalmalı ve kötüler azalmalı?
Kötü insan yoktur. Sadece Kötü huylar vardır.
Her birimizde az veya çok kötü huylar vardır.
Kötü huylar azalırsa, iyi huylar çoğalır. Ne doğada ne de insanda kötüye doğru gidiş yoktur. Aslında iyiye mecburuz.
İmtihan dünyası bu. Dedikodu, sahtecilik, yalan ve her türlü düzenbazlık imtihanın bir parçasıdır.
Aslında Yön iyiye doğru ve Varılacak yer de iyidir.
Doğal olarak her şey iyiye doğru bir akış içindedir.
Suyu, mecrasına bırakırsanız kendi yolunu kendi açar.
İnsan da tıpkı doğa da olduğu gibi iyiye doğru akış içine girecektir.
Nasıl olsa kötü çıkmaz ve kısır döngüdür.
O halde oyalanmaya ne gerek, Farklılıklarımızda ayrışacağımıza, benzerliklerde bir an önce birleşebilmeliyiz.