Özkan Başaran
Kişiliği oturmamış toplumlar neye sevindiklerini pek bilmezler. Neye üzüldüklerini de. Milli günlerinde Coşkuyu yaşayamazlar.
Baskıcı rejimlerde yıllarca ezilen halkın toplumsal kişiliği oluşamaz.
Örf, adet ve geleneklerine uymayan davranış biçimlerini halkına dayatan rejimler, halk tarafından genel kabul görmez.
Ne kadar süslerseniz süsleyin ve ne kadar kutsarsanız kutsayın, halkın büyük bölümüne baskıcı bir rejimi asla benimsetemezsiniz.
Darbelerle gelen rejimler, sonunda halk devrimiyle ortadan kaldırılır. Adını ne koyarsanız koyun farketmez.
Zorla yaptırılan her şeye baskı denmez mi?
Baskıyla oturtmaya çalıştığınız ve halkın kabullenmediği rejiminize devrim diyebilir misiniz?
Halkın katılmadığı rejim değişikliklerine Cunta veya Diktatörlük denir.
Çünkü, Devrimler, halkın katılımıyla yapılır.
Halkın alt üst etmediği bir yönetim şekline, Devrim denmez.
Eğer halka rağmen rejim değiştirirseniz; o rejim halkın rejimi değil, seçkinlerin elitlerin ve bürokrasinin rejimi olur.
Resmi Bayramlarında coşku olmaz. Coşkuluymuş gibi davranılır.
Toplumsal olarak sevinilmez, sevinirmiş gibi davranılır.
Toplumsal olarak üzülünmez, üzülünürmüş gibi davranılır.
Baskıcı rejimler halkı ötekiler gibi görürler.
Bürokrasi ve seçkinler ülkenin sahibi kendini görürler. Halk ikinci sınıftır. Halkını aşağılarlar. Rejimin seçkinleri halkına seçmesini bilmeyen sürü muamelesi yaparlar.
Rejimin sahipleri örtülü bir baskıya alıştıkları için, rejimi koruma adına işledikleri suçları doğal kabul ederler.
Rejimi koruma adına halkına yaptıkları her türlü kanlı eylem haklı olarak gösterilir.
Rejimin çökmesi kendi saltanatlarını bitireceği için, halkını düşman görürler.
Kendilerini rejimi getiren kabul ettikleri için ülkenin de sahibi görürler. Halk sadece sömürü malzemesidir.
Ancak; Halkını ötekiler sınıfına sokan rejimler çökmeye mahkûmdurlar.
Halkın kabullenmediği rejimler bir süre gidebilir. Rejim çökme aşamasında uzatmaların oynandığı süreç yaşanır.
Uzatmaların oynandığı süreçte rejimin egemenleri yönetirmiş gibi yaparlar. Halk da yönetilirmiş gibi yapar.
Rejim kurucuları da ayrıcalıklı rejimlerinin miyadının dolduğunu anlar da, anlamazmış gibi yaparlar. Aslında herkes gerçeği bilir de, bilmezmiş gibi davranır.
Sonuçta Halk kendi içinden kendisinden birilerini çıkarır ve kendi özüne uyan kendi rejimini oturtur. Buna da Halk Devrimi denir.
Halk Devrimi seçimle de olur, seçimsiz de olur.
Ortadoğu dikta rejimleri birer birer çöküyor. Diktatörler de halk tarafından linç ediliyor.
Son olarak halkı ayaklanan Suriye Diktatörü Esad Rejimi uzatmaları oynuyor. Onun sonu da çok yakındır.
İnsanlar layık olduğu rejimle yönetilirler. Rejimler toplumların aynasıdır.
Uyanan Halklar kendi onuruna yakışan yönetim biçimlerini mutlaka getirirler. Çünkü insanoğlu hep iyiye doğru akış içindedir.
Bazı halklar erken uyanır, bazıları da geç uyanır. Ama uyanır.
Sonuçta kendi özüne uygun özgürce yaşayacağı bir rejimi getirir.
Getirene kadar da, ezen de, ezilen de “Mış” gibi davranır.