Özkan Başaran
Yerel yönetimlerin bütçeleri kısıtlı. Ancak personel maaşlarını ve belli rutin işleri giderebilirler.
Herhangi bir yatırıma girişmek için proje hazırlamak zorundalar.
Proje yapmak ise başlı başına bir iş.
İyi bir proje ekibiniz yoksa zorunlu yatırımları cebinizden ödersiniz. Bu da bütçenizi aşar ve borçlanırsınız.
Borç almak da kolay değil. Hele Muhalefetseniz. Borçları Uzun vadeye yaymak için merkezi yönetimle iyi ilişkiler geliştirmeniz gerekir.
Hibe projelere yönelirseniz bütçenizde bir şey çıkmadan kentinize eserler kazandırırsınız.
Kalkınma Ajansı hibe projelere destek veren bir kurum. Dünya Bankası ve Avrupa Birliği de hibe projeleri destekliyor.
Fakat projeniz yarışa giriyor. Diğer Belediyelerin sunduğu projeleri geçerek kazanmanız gerekiyor.
Bir önceki Alpullu Belediye Başkanı Ahmet Durgun geçtiğimiz dönem 10 Hibe Proje kazandı. Kimisi Kalkınma Ajansı kimisi de Sınır Ötesi Projelerdi.
Ahmet Durgun, Belde ölçütünde bölgemizde en çok proje kazanan Belediye Başkanıydı.
Alpullu’ya Belediye Kasası’nı zorlamadan birçok eser kazandırdı.
Bu anlamda örnek alınacak bir Belediye Başkanıydı. Bu kadar hizmete rağmen seçim kaybetmesini de anlamış değilim.
Avrupa Birliğinin Projeler için ayırdığı kaynaklar kullanılmaz ise geriye dönüyor.
Havuzda toplanan para proje bekliyor. Birçok personel de Proje gelmesini bekliyor. Çünkü onlara da iş çıkıyor.
Peki, bizim Belediyelerimiz istendiği kadar proje yapıyor mu?
Maalesef yapmıyorlarmış.
Ülkemiz yerel yönetimleri proje tembeli. Havuzda toplanan paralar proje gelmediği için geriye dönüyormuş.
Ne kadar acı değil mi?
Özellikle çevre ile ilgili projelerin kazanma şansının yüksel olduğu bilinen bir gerçek.
Bunun yanı sıra tarihi eserlerin restore edilmesine hazırlanacak projeler de hibe desteği alıyor.
Kaynarca Belediye Başkanı Serdar Türker’i tebrik ziyaretine gittiğimizde, Kentin içindeki yıkılmış Kilise ve Papazınevi’ni aslına uygun yeniden inşa etmek için proje hazırlığında olduğunu söylemişti.
Patrik Bartelemeos’tan randevu alıp destek isteyecekti. Kentin içinden akan sular için de Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’den görüş alacaktı.
Ayrıca Almanya’ya gidip akarsudan Enerji üretmek için gözlemler yapacaktı.
Sevgili Serdar Türker bir kaza kurşunu ile çenesinden yaralanmış. Edirne Tıp Fakültesinde Plastik Cerrahisi’nde tedavisi sürüyor. Serdar Başkan’ın Hayati tehlikesi olmadığını öğrendim. Bir an önce sağlığına kavuşmasını bekler, acil şifalar dilerim. Aramıza katılacağı günleri sabırsızlıkla bekliyoruz.
Başkan Kesimoğlu’nun da Kırklareli için değişik projeleri var. Bir Kilise yapımı düşündüğünü açıklamıştı. İçme suyuna el atacağını ilan etti. Rektörlük Binasının Belediye’ye tahsisi için girişimleri olacakmış. Yaz’a yoğun hizmet vaatleriyle hızlı giren Başkan Kesimoğlu sözlerini tutar da Kırklareli’ye dediği eserleri kazandırırsa, ben diyeyim iki dönem siz deyin üç dönem daha Belediye Başkanlığını kimseye kaptırmaz.
Başkan Hacı’ya bakıyorum. Benim diyen Belediye Başkanının cesaret edemeyeceği alt yapı yatırımlarına girişme cesaretini gösterdi.
Yılların biriktirdiği sorunların akşamdan sabaha çözülmesi beklenemez.
Alt yapısı çöken Babaeski’yi sil baştan inşa etmek kolay mı?
Merkezi yönetimle iyi ilişkiler kuran Başkan Hacı gereken para desteğini buldu.
Babaeski şu sıralar şantiye halinde. Bir süre sıkıntı çekilecek. Fakat Alt yapı çalışmaları bittiğinde, Babaeski’nin Uzun yıllar ne kanalizasyon, ne Arıtma ve ne de Su Sorunu olmayacak.
Bir yıl daha sabredilirse yollar yeniden yapılacak. Alt yapısını tamamlamış Babaeski, makyaj ile uğraşacak. Başkan Hacı’dan sonra gelen Belediye Başkanları da çok rahat edecek.
Babaeski’de hibe projelerle donatılıp tam bir Avrupa Kenti görünümü alacak.
Kim demiş, CHP’li Belediyeler hizmet yapmaz. Kim demiş CHP laf üretir iş üretmez. Kim demiş CHP İdeolojik Parti’dir. Kim demiş. CHP Hizmet Partisi değildir.
CHP’li Belediye Başkanları hizmet için atağa geçtiler bile.
İşin püf noktası iyi ilişkilerle kaynak bulmak ve Uzman Proje Ekibini kurmak.