Özkan Başaran
“IŞİD Terör Örgütü” denen vahşi oluşum dünyayı ayağa kaldırdı. Ortadoğu’daki dengeleri alt üst etti.
Irak ve Suriye’deki otorite boşluğunun eriştiği boyutlar “IŞİD” gibi bir terör örgütüne meydanı bırakabiliyor.
Amerikan Dışişleri Bakanı mekik dokuyor. Toplantı üstüne toplantılar yapılıyor.
Emperyalistler çıkarlarının sarsılmasına göz yummaz.
Gerekli operasyonun yapılması için hazırlıklar son safhada. Gerçi, Amerikan Uçakları bir süredir IŞİD mevzilerini bombalıyor. Fakat bu yetmiyor.
Son olarak Suriye’deki Kürt Bölgeleri’ni ele geçiren bu vahşi örgütün işgal eylemleri genişleyerek devam ediyor.
İşgal edilen yerleşim birimlerinden kaçan Kürt kökenli insanlar da çareyi Türkiye’ye sığınmakta buluyor.
Başbakan Davutoğlu; “Sınırlarımıza gelip bize sığınan insanlara kapımız açık” manasındaki sözleriyle gelemeyenlere de davetiye çıkarmış oluyor.
Görünen o ki, IŞİD’in bundan sonra ele geçirdiği kentlerden kaçanlar da soluğu ülkemizde alacaklar.
Başer Esad’ın zulmünden kaçan 1 milyonu aşan mülteci ülkemize sığınmıştı.
IŞİD Terörü’nden kaçan Iraklı ve Suriyelilerle birlikte mülteci sayısı 1.5 milyona yaklaştı.
Bu gidişle 2 milyonu da geçecek.
Çünkü Hükümetimizin Dış Politika anlayışı; “Büyük Devlet olmanın gereği bize sığınanlara kapılarımızı açarız” mantığına dayalı.
Sık sık “Osmanlı’nın bakiyesiyiz” diyerek, “Yeni Osmanlı Devleti” hayalleri kuran Başbakan Davutoğlu bakalım bizi daha hangi maceralara sürükleyecek?
İçimizdeki Suriye’nin yanı sıra bir de Irak’lı mültecilere de geçit veren Davutoğlu Hükümeti’nin seçimlerde halkımızdan onay alıp almayacağını 2015’in Haziran ayında yapılacak seçim sandıkları söyleyecek.
Hangi Ülke kabul ettiği mültecilere ülkesinin dört bir yanına serbest dolaşıma izin verir?
İstanbul sokakları Suriyeli’den geçilmiyor.
Trakya’ya kadar ulaştılar. Sokaklarda dilenmeye başlayan Suriyeliler yarın-öbürgün önümüzü kesip para isterlerse ne olacak?
Önümüz Kış, anlaşılan Mal ve Can güvenliğimiz tehlikeye girecek.
Mülteci Kampları’ndan çıkıp canının istediği gibi Ülkemizin her şehrinde serbest dolaşan Suriyelilerin başımıza açacağı belaların sorumlusu bu hükümettir.
Önümüzdeki seçimler, bu konuda bir referandum niteliği de taşıyacak.
“İçimizdeki Suriyeliler serbest dolaşsın diyenler” AK Parti’ye oy verecekler.
“Mülteci kamplarında toplansınlar sonra da Ülkelerine gönderilsinler” diyenler de MHP veya CHP’ye oy verecekler.
Muhalefet bu konuyu iyi işlerse oyları artacaktır.
Çünkü halkımız huzurunu bozan Mültecilerin serbest dolaşımına “Evet” demez.
CHP ve MHP’nin bu konuda henüz net bir açıklaması yok.
Fakat mültecilerin işleyecekleri her suç medyada geniş yer alıp, yankıları halkımızı olumsuz etkileyecektir.
Bu durumu gören Muhalefet partileri de ona göre politika üreteceklerdir.
İşte AK Parti’nin kırılma noktası da, Mültecilerin halkımıza verdiği huzursuzluk olacak.
Ekonomimize yüklediği fatura’nın verdiği huzursuzluk ayrı, Suç işleme potansiyeliyle verdikleri huzursuzluk ayrı.
Bu olumsuz duruma AK Parti’ye oy veren kitlelerin bir bölümü de destek vermeyecektir.
Dolayısıyla 2015 Seçimleri’nde AK Parti’nin kaderini mülteciler belirleyecektir.