GENÇ KALEM
Esra Kılıç
esrakilickirklareli@gmail.com
"Şiir şeytanın şarabıdır" demiş Saint Augusitine
"Tüm şairler delidir" demiş Robert Burto
"Görünen nesnenin yansıtılmasında şair, ressamın oldukça altında kalır; görünmeyenin yansıtılmasında müzisyenin altındadır" diyor Leonardo da Vinci
Ve “70 milyonumuz şiir yazar 70 tane şairimiz yok” tespitinde bulunuyor Yavuz Bülent Bakiler.
Ben “Şiir yazıyorum” demedim hiç… “Şiir yazıyorum” dersem üstatlarla yarış içinde hissederim kendimi. Bu da her babayiğidin harcı değil...
Fakat… “Şiir yazabilme çabası içerisindeyim” diyebilirim.
Şiir yazmak için okumak gerekir ama çok okuyan bir toplum değiliz biz. Şiir yazmayı tekerleme yazmak, mani yazmakla karıştıran bir toplumuz.
Anlatmaya çalıştığım şu ki; Türk halkı şiir yazmanın doğuştan gelen bir yetenek olduğunu zannediyor.
“Dün akşam çıktım yola
Seni düşündüm hayrola
Sonra düştüm karakola”…
Tamam tamam kardeşim de, sen artık daha fazla yazma!
Bu tür kafiyeli olan devrik cümlelere ‘şiir’ diyen bir yapımız var ne yazık ki… Bizim edebiyat tarihimiz (Tanzimatçılar - Servet-i Fünuncular - Garipçiler- 5 Hececiler- Fecr-i Aticiler) alt alta yazılan her yazıya şiir deme küstahlığını göstermedi hiçbir zaman.
Bugün tarihi yazarken şiirleri sloganlaştırıp maçlarda kullanan insanlarımız da var.
Ve… Türkiye’mizin en çok satan gazetesi Posta(!) da şiir sayfamız var. Halkımızdan gelen duygu yüklü şiirlere (!) göz atabilirsiniz oradan.
Beyninizi oradan okumakla meşgul etmeyin, ben size bir örnek sunabilirim:
“Kuzular meleşir analarına
İnekler süt verir danalarına
Selamlar getirdim soranlarıma
Üstümden vebali atmak zamanı
Ninem gelemedi hastadır hasta
Bu yıl da gelemezse kalacak yasta
Yayık ayranını kalaylı tasta
Kana kana içmek zamanı”
Şiir adı altında yayınlananların vaziyeti bu… Şiire, şaire daha ne denir bilemem.
Sorun acaba kaç saniye harcandı bu şiir yazılırken değil...
Sorunun kökenine inmek lazım, hata nerede?
Cevap veriyorum… İlköğretim’de!
Hepiniz bilirsiniz… “Okuduğumuzu anlayalım” bölümü vardır Türkçe Kitapları’nda.
Okuduğu şiirleri her öğrenci “Aynı anlamak (tek tipleşmek)” zorunda demektir bu.
Oysaki şiir, herkesin farklı anlamlar çıkarabilmesi içindir.
Şükürler olsun ki (!) sistemimiz daha da ileri gidip öğrencilere şairin ne demek istediğini dahi söyleyerek “Düşünmeyi de” elinden alıyor.
“Şair/yazar bu cümlede şunu demek istemiş” diyerek devam ediyor.
Unutulan çok önemli bir nokta vardır; sanat “Şahsi ve muhterem”dir.
Kimsenin düşüncelerini hapsetmeyelim.
70 milyonun içinde 70 Şair çıkamıyor belki de bu yüzden…
Esra Kılıç
esrakilickirklareli@gmail.com
"Şiir şeytanın şarabıdır" demiş Saint Augusitine
"Tüm şairler delidir" demiş Robert Burto
"Görünen nesnenin yansıtılmasında şair, ressamın oldukça altında kalır; görünmeyenin yansıtılmasında müzisyenin altındadır" diyor Leonardo da Vinci
Ve “70 milyonumuz şiir yazar 70 tane şairimiz yok” tespitinde bulunuyor Yavuz Bülent Bakiler.
Ben “Şiir yazıyorum” demedim hiç… “Şiir yazıyorum” dersem üstatlarla yarış içinde hissederim kendimi. Bu da her babayiğidin harcı değil...
Fakat… “Şiir yazabilme çabası içerisindeyim” diyebilirim.
Şiir yazmak için okumak gerekir ama çok okuyan bir toplum değiliz biz. Şiir yazmayı tekerleme yazmak, mani yazmakla karıştıran bir toplumuz.
Anlatmaya çalıştığım şu ki; Türk halkı şiir yazmanın doğuştan gelen bir yetenek olduğunu zannediyor.
“Dün akşam çıktım yola
Seni düşündüm hayrola
Sonra düştüm karakola”…
Tamam tamam kardeşim de, sen artık daha fazla yazma!
Bu tür kafiyeli olan devrik cümlelere ‘şiir’ diyen bir yapımız var ne yazık ki… Bizim edebiyat tarihimiz (Tanzimatçılar - Servet-i Fünuncular - Garipçiler- 5 Hececiler- Fecr-i Aticiler) alt alta yazılan her yazıya şiir deme küstahlığını göstermedi hiçbir zaman.
Bugün tarihi yazarken şiirleri sloganlaştırıp maçlarda kullanan insanlarımız da var.
Ve… Türkiye’mizin en çok satan gazetesi Posta(!) da şiir sayfamız var. Halkımızdan gelen duygu yüklü şiirlere (!) göz atabilirsiniz oradan.
Beyninizi oradan okumakla meşgul etmeyin, ben size bir örnek sunabilirim:
“Kuzular meleşir analarına
İnekler süt verir danalarına
Selamlar getirdim soranlarıma
Üstümden vebali atmak zamanı
Ninem gelemedi hastadır hasta
Bu yıl da gelemezse kalacak yasta
Yayık ayranını kalaylı tasta
Kana kana içmek zamanı”
Şiir adı altında yayınlananların vaziyeti bu… Şiire, şaire daha ne denir bilemem.
Sorun acaba kaç saniye harcandı bu şiir yazılırken değil...
Sorunun kökenine inmek lazım, hata nerede?
Cevap veriyorum… İlköğretim’de!
Hepiniz bilirsiniz… “Okuduğumuzu anlayalım” bölümü vardır Türkçe Kitapları’nda.
Okuduğu şiirleri her öğrenci “Aynı anlamak (tek tipleşmek)” zorunda demektir bu.
Oysaki şiir, herkesin farklı anlamlar çıkarabilmesi içindir.
Şükürler olsun ki (!) sistemimiz daha da ileri gidip öğrencilere şairin ne demek istediğini dahi söyleyerek “Düşünmeyi de” elinden alıyor.
“Şair/yazar bu cümlede şunu demek istemiş” diyerek devam ediyor.
Unutulan çok önemli bir nokta vardır; sanat “Şahsi ve muhterem”dir.
Kimsenin düşüncelerini hapsetmeyelim.
70 milyonun içinde 70 Şair çıkamıyor belki de bu yüzden…