Talat Şafak
ÖSYM geçen hafta YGS sonuçlarını açıkladı ÖSYM’nin verilerine göre YGS 2010 yılında 14,156 olan sıfır çeken öğrenci sayısı 2011 yılında 36,269 kişiye bu sene yani 2012 yılında ise 50.805 kişiye ulaşmıştır, görüldüğü gibi sıfır çeken adayların sayısı hızla artmıştı. Peki bunun anlamı nedir? Bunun anlamı sınava giren adaylar doğrudan fazla yanlış yapmış ve yanlışlar doğruları götürdüğü için puanları hesaplanamamıştır.
Bu verileri incelediğimizde adaylar 2010 YGS sınavında Türkçeden 21,6 ortalama net yapmış, 2011 net sayısı de 21,8 yükselmiş, 2012 de netler Türkçeden18,02 düşmüş durumda. Sosyal bilimlerden adaylar 2010 da 12,4 ortalama net yapmış, 2011 öğrenciler sosyal grubundan 11,6 net çıkarmış, 2012 de fazla değişmemiş ve net sayısı 11,63’te kalmış, matematik dersinde 2010 da net sayısı ortalama 11,4 te, 2011 de 7,5 olmuş, 2012 de 6,92 inmiş, ortalama fen netlerine baktığımız zaman 2010 da 4,6’imiş 2011 de 4,1, 2012 de 3,56 düşmüş durumda.
2012 YGS de 50.805 adayın sıfır çekmesinin elbette pek çok nedeni vardır, kimisi öğretmenleri, kimisi öğrencilerin çalışmamasını, kimisi ters köşeye yatan dershaneleri, kimileride eğitim sitemini sorumlu tutuyor, tabi ki hepsinin başarısızlıkta payı vardır fakat yukarıdaki rakamlara bakarak bir yorum yapmaya kalktığız zaman ki en doğrusunu rakamlar söyler, düşüşün ve sıfırın en önemli nedeni Türkçeden düşen net sayılarıdır, diğer testlerden ortalama net sayıları Türkçedeki kadar fazla değildir, hata sosyalde ortalama net sayısında 2011 nazaran bu sene 0,03 artış vardır. Diğer derslerde ise düşüşler şu şekildedir 2011 de yukarıdaki sonuçlara göre 2012’de Fen Testi’nde 0,54 düşüş, Matematik Testi’nde 0,58 düşüş söz konusudur, Türkçe’deyse bu düşüş tam tamına 3,9’dur. Bu sonuçlara göre en fazla düşüşün Türkçede olduğunu görmekteyiz. Sıfır çeken adayların aratmasının da en önemli nedenlerden biri Türkçedeki soruların zor olmasıdır. Ayrıca unutmamak gerekir ki bu sene sınava giren aday sayısı 2011 göre 203,335 kişi artmıştır.
2012 YGS Türkçe Testi’ne baktığımızda kırk sorudan yaklaşık olarak otuz sorunun içeriği uzun olan paragraflardan oluşur. Paragraf soruları okuduğunu anlamayla, yorumlamayla çözülen sorulardır. Adayın bu soruları doğru cevaplandırabilmesi okuduğu paragrafı anlaması, paragrafla ilgili soruyu anlaması ve sorulan soruya göre şıklardan doğru olanı bulması ile ilgilidir, fakat Türkçe’deki netlerin düşüşünden anlıyoruz ki adaylar bu sene soruları anlamada zorlanmışlar ve sorulara yanlış cevap vermişler. Yani Türkçe ortalama netindeki azalış okuduğunu anlayama ile ilgilidir. Ayrıca Türkçe testlerindeki kelime sayılarına baktığımız zaman 2010 YGS: 3.492 sözcük 2011 YGS: 3.795 sözcük 2012 YGS: 4.360 sözcükten oluşur yani geçen seneye göre artış söz konusudur buda zaman yetersizliğine sebebiyet vermiştir.
Bütün bunlardan şunu anlatıyor sınavda başarılı olmanın anahtarı okuduğunu anlamadan geçer. Okuduğumuzu anlamak içinde bol bol kitap gazete dergi okumamamız, çocuklara okutmamız gerekiyor. Bol kitap okuyan insan daha çabuk ve doğru okuduğunu anlayabilir, düşünebilir, yorumlayabilir ve yeni fikirler üretebilir. Okumak ve yorumlamayı öğrenmek sadece dershaneyle okulla 5 aylık veya 1 yıllık bir faaliyet değildir, zaman ve süreklilik gerekiyor, çözüm yolu sadece okul ve dershane de değildir, bilakis öğrencinin velinin öğretmenin ortak çözmesi gereken bir sorundur.
İşte bence en büyük sorunumuz budur: Okumamak…
Kalın sağlıcakla…