Kırklareli Günlüğü
Faruk Ceylan
farukceylan39@gmail.com
Önceki gün Taksim Yürüyüş Parkı’nda, İstanbul Polisi’nin sert müdahalesi ve olaylarda yaralanan vatandaşlar için Protesto Yürüyüşü yapmak isteyen gençler, 31 Mayıs 2013 Cuma günü akşamı sosyal paylaşım sitelerinden yapılan paylaşımlarla, gece saat 02.00’de, Ülkücü ve CHP’li gençlerden oluşan iki grubun Dingiloğlu Parkı önünde toplanmasını sağladılar.
Saat 02.00 olunca takvimin yaprağı da 1 Haziran 2013 Cumartesi gününü gösterdiği bu saatte iki grupta Protesto Yürüyüşü yapmak istediler. Kırklareli İl Emniyet Müdür Yardımcısı Tayfun Oktay ve Güvenlik Şube Müdürü Ogün Vural öfkeli gençleri ikna etmek için çok uğraştılar. Büyük özveri ile gençleri dinlediler. Onlara makul ve mantıklı cevaplar vererek, belki de bir felaketin yaşanmasına izin vermediler. Ya da can kaybına. Bu arada Ülkücü Gençlerin Polisle tartışma diyaloğuna girmediklerini gözlemledim.
Emniyet mensupları, gençlerin yaşına inerek, kurdukları iletişimde onlardan biri olduklarını hissettirdiler. Gençlerin öfke derecesi her konuşmanın ardından biraz daha düştü, sertlikler yumuşadı ve bir müddet sonra müdürüm diye hitap ettikleri Şube Müdürü Vural’a, Abi diye hitap etmeye başladılar. Sert tepkiler samimi diyaloglara dönüştü. Bazı gençlerin konuşurken, Vural Müdürün koluna girdiğini, omuz’una dokunduğunu gördüm…
Kanı kaynayan ve hata yapmaya çok müsait yaşta ki bu delikanlıların tabiri caiz ise, kan grubunu yakalamanın ve kötü sonuçlara sebep olacak taşkınlıklarına fren olabilmenin herkesin harcı olduğunu sanmıyorum.
Tayfun Müdürün ve Ogün Müdürün bu özverisini diğer Emniyet mensuplarının da taşıdığını gözlemledim.
Tayfun ve Ogün Müdür Devletin şefkatini, gençlere gösterirken, diğer emniyet görevlileri de aynı şefkatli üslupla destek verdiler ve bu samimi konuşmalara müdahil oldular. Resmi üniformalı ve coplu Polisler gruba yakın mesafede durmadı, mütealaları uzaktan izleyerek gerginliğin arttırmasına da meydan vermediler. Gece yarısından sabaha kadar devam eden süreçte, Kırklareli Emniyet mensuplarının tam bir takım olduğunu ve çıkan olayları bastırmak yerine, olayın çıkmasına izin vermemeyi tercih ettiklerini açıkça gördüm.
Devletin Şefkatli elini uzatıp, karşılarında ki o genç eli sıkı sıkı tutarak olumsuz bir şey yaşanmasına meydan vermedikleri için, birlikte sabahı ettiğim tüm Emniyet personeline gönülden teşekkür ederim.
Gençlerimizin de bu güzel yaklaşımları olumlu karşılayarak, öfkelerini büyük ölçüde kontrol etmelerinden ve bir taşkınlık yaparak, sonuçta herkesin üzüleceği bir olaya sebebiyet vermedikleri için onlara da gönülden teşekkür ederim.
Genç kardeşlerim, ben ve bizim kuşak arkadaşlar sizlerin yaşındayken bazı hatalar yaptık. Yıllar ilerleyince hata olduğunu anladık. Lütfen siz bu hataları yapıp, yıllar sonra keşke demeyin…
Bu cümlelerim yanlış anlaşılmasın. Vatan, Millet ve Bayrak konusunda, dini inancınız konusunda çok duyarlı olun. Asla sessiz kalmayın. Gerekiyorsa bu değerler için canınızı ortaya koyun ama hak ararken, haksız duruma düşmeden, yasalar çerçevesinde her türlü hakkı sonuna kadar arayın, tepkilerinizi de yasalar çerçevesinde verin. Sakın dolmuşa binmeyin…