HABER MERKEZİ
22 Şubat 2012 Çarşamba günü saat 09.00’da, Kırklareli Üniversitesi Rektörlüğü Kültür Merkezi Konferans Salonu’nda yapılan Bilgilendirme ve Eğitim Toplantısı’nda bir konuşma yapan, Kırklareli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aykaç, TÜBİTAK’ın, üniversitelere, Akademisyenlere ve Araştırmacılara yönelik teşvik ve desteklerinin olduğunu söyledi.
Türkiye’nin daha fazla gelişebilmesi için kapasitenin geliştirmesinin gerektiğini ifade eden Aykaç; “Daha gelişmiş bir Türkiye istiyoruz” diyerek, yaptığı konuşmasında şunları söyledi;
“Geleceği satın alabilmek için bugünlerin iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Üniversiteler olarak kapasitemizi genişletmek zorundayız. Çünkü biliyoruz ki, hepimiz daha iyi bir gelecek istiyoruz. Daha gelişmiş bir Türkiye istiyoruz. Bu konuda hiç şüphe yoktur. Kimse sorsanız aynı cevabı alırız. Beklenti hepimizin ortak beklentisi olduğu için geriye sadece şu soru kalıyor, “Daha iyi bir Türkiye olmasını sağlamak konusunda, bizler bu yönde sarf edilmesi gereken gayreti sarf edecek durumda mıyız? Kapasitelerimiz buna uygun mu? Bu kapasiteyi daha fazla nasıl genişletip, geliştirebiliriz?” sorularını önce kendimize sonra bir birimize sormamız lazım. Araştırma ve geliştirme konusunda Avrupa ülkelerinden geri kalmak istemiyoruz. Milli gelirden araştırma ve gelişmelere yönelik ayrılan payının arttırılması için daha çok çaba harcamalı ve proje üretmeliyiz. Herkes geleceğini güvene almak istiyor. Bu yüzden çok çalışmalıyız.”
Aykaç, gün geçtikçe Kırklareli Üniversitesi’nin kapasitesinin arttığını ifade ederek, kısa bir süre sonrasında kendini ispatlayacağına inandıklarını belirterek, konuşmasına şu şekilde devam etti;
“Dünyada ve Türkiye’deki köklü üniversitelerin geçtiği yollardan geçerek bizde bu uğurda temelleri sağlam atılmış, çok uzun bir geleceği planlayarak köklü üniversite olmanın gayreti içerisindeyiz. Köklü üniversite olmanın hayalini gözümüzde canlandırıyoruz ve bu uğurda elimizden gelen gayreti esirgemiyoruz. Yapılması gerekenleri büyük bir aşkla, şevkle ve büyük bir heyecanla yerine getiriyoruz. İyi bir üniversite olmanın temeli nasıl atılacaksa bunu atmanın her zaman heyecanını duyuyoruz. İmkânlarımıza gücümüze bakmadan hedeflerimizin büyüklüğünü dikkate alarak atılması gereken adımlar konusunda istekli oluyoruz. Üniversiteler bilindiği gibi günümüzde araştırma üniversiteleri şeklinde gelişen ve bu şekilde kendini ispatlamış üniversiteler var. Bunun yanı sıra eğitim-öğretim üniversiteleri var. Bir taraftan araştırma faaliyetlerine ağırlık veren diğer bir taraftan da eğitim-öğretime ağırlık veren üniversiteler var. Mesleki eğitim konusunda da yoğunlaşmış, eğitim-öğretim faaliyetlerini bu yönde tezhip etmiş üniversite grupları var. Tabi biz ortamı tanımaya çalışan imkanlarını gücünü anlamaya çalışan ve hangi gruba gireceğini görmeye çalışan bir üniversiteyiz.
Biz acaba nereye hangi alana ağırlık verirsek, Kırklareli’ne has bir üniversite diyebileceğimiz bir üniversite ortaya çıkabilir. Bunun büyük ölçüde şekillendiğini ve şekillenme sürecinin devam ettiğini görüyoruz. Biz bir taraftan bu çerçevede arayışlarımıza devam ediyoruz. Ancak bu üniversite gruplarından hangisi olursa olsun, kaçınılmaz olan bir şey var ki üniversite denince araştırmalar olmazsa olmazlardandır. Araştırma ve üniversite bir birinden ayrı düşünülemez. Bu sebeple öğretim üyesi sayımız bakımından gücümüzü biliyoruz.
3 yılını tamamlamış ve 4. yılına girmiş bir üniversite yapılanması içinde olduğumuzu dikkate aldığımızda Öğretim Üyesi, Doçent ve Araştırma Görevlileri bakımından iyi bir durumda olduğumuzu görüyoruz. Ancak bunun yeterli olduğunu söylemek mümkün değil. Yeni kurulan üniversitelerin karşılaştığı bir takım sorunları ve bu üniversitelerin kurulduğu iller itibariyle Türkiye’de gelişme noktasında birçok zorluğu bünyesinde barındıran illerdir, bu iller. Kırklareli bu kadar güzel özelliklere sahip bir il olmasına rağmen gelişme noktasında tabiî ki gelişmiş illerle karşılaştırıldığında epey zorluğu var, problemi var. Bir çok noktada da gelişmiş illerle mukayese edilmeyecek kadar imkansızlıkları var. Yeni kurulan üniversitelerin karşılaştığı bir çok sorunu ele aldığımızda, bu sıkıntılar, sorunlar olmasaydı çok daha iyi yerlere yükselmek, daha iyi rakamlara çıkmaktı. Ama karşılaştığımız sorunları yok sayamayız ve bunlarla mücadele etmek durumunda kaldık. Başlangıçta kuruluşlar, geleceği sağlam şekilde kucaklamak isteyen faaliyetlerde elbette zorluklarla karşılaşacaktır. Bu zorluklarla mücadele ederek, üstesinden gelerek bu işi başlatmak çok daha önemlidir. Biz bu zorlukla mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu zorlukları belli noktalarda biraz daha az yaşasaydık, daha iyi noktalarda olacaktık.”
Yapılan açılış konuşmasının ardından, TUBİTAK adına Başuzman Doç. Dr. Cengiz Arıcı “Ulusal Araştırma Destek Programları Tanıtımı”, Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Sezgin “Nasıl Başardım” konulu sunum ile toplantı sona erdi. (ue)