HABER MERKEZİ
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Kırklareli’ye gelerek bir dizi programa katıldı.
13 Nisan 2013 Cumartesi günü saat 11.00’da Kırklareli Ticaret Borası’nda yapılan “Kent Ekonomileri Forumu” Toplantısı’na katılan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş; “Türkiye pantolon, gömlek satarak uluslararası alanlarda rekabetini sürdüremez” dedi.
İş adamlarının ve girişimcilerin markalarını oluşturarak patent alması gerektiğini söyleyen Kurtulmuş, önümüzdeki 10 yıl içinde iş adamları ve girişimcilerden beklentilerinin şimdiye kadar alışık olduğu şekilde üretimlerini sürdürmek olmadığını ifade ederek;
“İllerdeki ekonominin çözüm anlamı olan bütün ilgili grupların illerimizin bundan sonraki ekonomik kalkınmalarına, performanslarına etki edecek kararları almaları konusunda onları teşvik etmek, ileride gelecek makul tekliflerin uygulanmasını temin etmek amacıyla illerde bir takım zeminler oluşturmak ve bunlar üzerinden hareket etmektedir. Bu toplantının 4 tane temel özelliği var. Bunlardan ilk sivil olmasıdır. Bu bir sivil platformdur resmi değildir. Dolayısıyla burada herkes kendi iliyle ilgili öncelikleri, gördüğü eksiklikleri gitmesi için bu çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız. Bu çalışmalara 6 Nisan’da Gaziantep’te başladık. Türkiye’nin birçok yerinde bu çalışmalar sürdürülecek. İnşallah 81 ilimizde tamamladıktan sonra bunları bir ulusal kent ekonomileri özeti haline getireceğiz. Sizlerden çıkacak olan fikirleri takip edilerek bir araya getirilerek kamu kurum ve kuruluşlarına, bakanlıklar arasında bir koordinasyonda bunların uygulanması için elimizden gelen gayreti ortaya koymaya çalışacağız. Bu toplantının ardından Kırklareli’nin raporunu oluşturmuş olacağız.
* “Merkezde hazırlanan projenin yerel kaynakları sağlam değilse verim alınması mümkün değil”
Artık dünyada hem demokrasi ve ekonomik yapı giderek merkezi planlamadan yerele doğru gidiyor. Dünyanın en iyi planlamasını merkezde yapabilirsiniz. Türkiye’deki kamu kurum ve kuruluşlarının en önemlisi devlet planlama teşkilatıdır. Devlet planlama teşkilatı şimdiye kadar çok değerli projeler hazırlamıştır. Merkezde hangi büyük projeyi yaparsanız yapın, bu projelerin yerel ayakları sağlam değilse, yereldeki çözüm ortakları kuvvetli değilse o projelerden istediğiniz verimi almanız çok mümkün olmuyor. Türkiye’nin geçmiş merkezi planlama sisteminde bunları göstermiştir. Ankara’da oturarak kentlerimizin ve bölgelerimizin ekonomilerinin planlanması son derece zor bir iştir. Daha kolay, faydalı ve verimli olan yerelin harekete geçirilmesi, bunun kent ekonomileri formu vasıtası ile bir yerel inisiyatif hamlesi haline dönüştürülmesi hedefimizdir.
* “Doğu ve batı bölgeleri arasında büyük bir ekonomik gelişmişlik farkı var”
Bir toplumda istediğiniz kadar uluslararası sistemde rekabet edin, istediğiniz kadar orta direğiniz güçlü olsun ama bununla birlikte toplum alt gruplarının da alım gücünün yüksek olması lazım. Yani o ülkedeki fakir fukaranın, dar gelirlinin alım gücünün arttırılması lazım. Önümüzdeki 10 yıllık dönemdeki ekonomik politik perspektifimiz budur. Ekonomiye bu çerçevede bakıyoruz. Sadece Türkiye ekonomisi değil, Türkiye’nin çevresindeki ülkelerin ekonomik gücünün de Türkiye’nin şehirler üzerinde toparlanması lazım. Bunun içinde sınır aşan sinerji koridorları vasıtasıyla şehirler üzerinden, tespit ettiğimiz 9 koridor üzerinden Türkiye’nin bütün ülkelerle ekonomik entegrasyonunun sağlanmasına gayret edeceğiz.
Türkiye’nin bu vesile ile kent ekonomileri formu vasıtasıyla yeni marka şehirler oluşturmasıdır. Zonguldak’tan Hatay’a bir çizgi çizdiğinizde doğusunda kalan böyle ile batısında kalan bölge arasında büyük bir ekonomik gelişmişlik farkı var. Türkiye’nin bu durumunu 10 yıl içerisinde düzeltmesi lazım. Zonguldak ile Hatay arasında çizdiğimiz çizginin doğusunda kalan 51 ilin gayri safi yurt içi hasılaya katkısı 3.4 milyar dolardır. Çok düşüktür. Toplamı ise 177 milyar dolardır. Batıda yer alan 30 ilimiz ise il başına ortama gayri safi yurt içi hasılaya katkısı 21 milyar dolardır. Toplamdaki payları ise 621 milyar dolardır. Yani varla yok arasında büyük bir fark olduğunu görüyoruz. Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli bölgesi 13 bin 836 dolar seviyesindedir ve yüksek gelir grubundadır. Türkiye için önümüzdeki 10 yıl içerisinde değiştirilmesi zorunlu olan bir tablo vardır. Alt grup ve orta gruptaki illerin sayısını ne kadar azaltırsak Türkiye o kadar hızlı bir şekilde kalkınmış olacak. Kent ekonomileri formunun ana amacı budur. Bizim vazifemiz sizlerin önünü açmak sizlere yardımcı olmaktır.
* “Türkiye ekonomisinin kaymağını yiyen bir avuç azınlığın, bir avuç seçkinin, elidin Türkiye’de devlet kaynaklarından beslenerek zenginleşme hikayesi var”
Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda çok daha güçlü bir yapıya kavuşmasını temin etmek istiyoruz. Türkiye için önemli bir noktadayız. Geriye baktığımızda birçok ekonomik eksikliklerimiz tamamlanmış görüyoruz. Bundan sonra çok daha iyi başarılar elde etmemiz için bisikletin pedalını çok daha hızlı çevirmek mecburiyetindeyiz. Kamuya görev düştüğü kadar bundan sonra en az hükümettekiler kadar sizlere de görev düşüyor.
Türkiye ekonomisi 2002-2012 yılları arasında ciddi bir atılım gerçekleştirmiştir. Eski Türkiye’nin içe kapanık, korkak, ürkek, çok fazla reform yanlısı olmayan o alışkanlıkları siyaset alanını ne kadar daralttıysa, aynı şekilde ekonomi alanını da o kadar daraltmıştır. Eski Türkiye’yi yönetenler, devletin kaynakları ile elini sıcak sudan soğuk suya sokmadan büyük bir zenginliği paylaştılar. Bu ekonomik reformları, siyasi reformları iç içe geçtiğimiz 10 yıllık süreçte ve Türkiye bu ekonomik kalkınmayı Anadolu’ya, Trakya’ya yaygınlaştırmayı başarabildi.
Türkiye siyasetinin zaman zaman önü bir takım olağanüstü dönemlerle askeri müdahalelerle kesilmesinin arkasında sadece askeri müdahale yapanların rolü olmadı. Türkiye ekonomisinin kaymağını yiyen bir avuç azınlığın, bir avuç seçkinin, elidin Türkiye’de devlet kaynaklarından beslenerek zenginleşme hikayesi var. Eski Türkiye’yi yönetenler, devletin kaynakları ile elini sıcak sudan soğuk suya sokmadan büyük bir zenginliği paylaştılar. Bu ekonomik reformları, siyasi reformları iç içe geçtiğimiz 10 yıllık süreçte ve Türkiye bu ekonomik kalkınmayı Anadolu’ya, Trakya’ya yaygınlaştırmayı başarabildi. Türkiye’nin 2 bin dolardan milli gelir seviyesi 10 bin dolara çıkmıştır. Bu büyük bir başarıdır. Türkiye’de enflasyon oranları 300’lü hanelerden belli bir seviyeye düşmüştür. Bundan sonra da çift rakamlı hanelerin altında olacaktır. Türkiye’de enflasyon oranlarıyla birlikte faiz oranları, ayrıca gayri safi mili hasıladaki kamu borç oranlarında ciddi bir iyileşme ortaya çıkmıştır. Türkiye, 2002- 2012 yılları arasında makro istikrarını sağlamayı başarmış ve Türkiye ekonomideki gücünü geliştirmeyi, kalkınmayı, rakamsal olarak büyümeyi de sağlamıştır” dedi.
Yapılan konuşmanın ardından yaklaşık 8 masada iş adamları ve Kırklareli’nin kanaat önderlerinden oluşan gruplar ile tek tek görüşen Kurtulmuş, Kırklareli’nin sorunlarını dinleyerek not aldı. Toplantının devamı basına kapalı olarak devam ederken, toplantı sonrasında ortaya çıkan 7 en önemli sorun basın mensupları ile paylaşıldı. Toplantıda çıkan 7 sorun şu şekilde;
- Istrancalar Kültür ve Turizm Koruma ve Geliştirme bölgesinin turizm bölgesi ilan edilmesi,
- Demiköy’den Bulgaristan’a sınır kapısı açılması,
- Organik Tarım İhtisas bölgeleri oluşturulması,
- Süt ve Süt ürünleri, hardaliye ve bağcılık gibi tarıma dayalı sanayi ürünlerinin geliştirilmesi,
- Hayvancılık faaliyetlerinin geliştirilmesi ve entegre üretim,
- Sulu tarıma geçilmesi ve toprak reformunun gerçekleştirilmesi
- sınır kenti avantajı ile ticaret ve taşımacılık faaliyetlerinin geliştirilmesi.”
Ayrıca Kurtulmuş, Kırklareli’nin kanaat önderlerinin kentin ileri gelen sorunlarına çözüm aranacağını dile getirdi. (Ufuk Ertop)