Zaman koşarken ve hayat akarken herkes kendine göre dünyasında yaşarken sessizce nelerin olup bittiğini bilemeyiz.
Dermansız derdiyle boğuşanların çığlığını yakınlarından başka pek duyan olmaz. Kayıplarının acısıyla yananların üzüntüsünü bilemeyiz.
Açlığını söyleyemeyenlerin, borcunu saklayanların, mutsuzluğunu gizleyenlerin ve öfkesini bastıranların sabrını ölçemeyiz.
Güler yüzlerin arkasında ağlayan gönülleri anlayamayız. Hasret çekenlerin ızdırabını hissedemeyiz. Yıkılan gururlara merhem olamayız. Evladını kaybeden Gözü yaşlı anaların ve bağrı yanık babaların yerine kendimizi koyamayız.
Herkes kendi sıkıntısıyla cebelleşirken akıp geçen ömürde “Unutma” diye bir duygu olmasaymış, insanoğlu ne yaparmış acaba?
Çıkarlara göre sosyal beraberliklerin oluştuğu bir toplum olduk. “Umursamazlık” hastalığı hepimizi sardı. “İlgisizlik” dostlukları yıktı.
“Yardımlaşma” eskilerde kaldı. “Dertleşme” ihtiyacımızı gidermiyoruz.
Sosyal patlamalar, ayrılıklar ve sudan sebeplerle tartışmalar insanları birbirine düşürdü. Birbirinin kuyusunu kazmak moda oldu. Dedikodu toplumsal alışkanlık haline geldi. Ailecek gidiş gelişler yok oldu.
Öyle bir toplum haline geldik ki, manevi değerlerimiz çöktü. Örf, adet ve geleneklerimizi hatırlamaz olduk. Yemek kültürümüz yabancılaştı. Kendimize özgü bir toplum değiliz artık. Millet olma duygularımız örseleniyor. Ulusal kişiliğimizi tarif etmek artık marifet oldu.
Biz kimiz? Biz neyiz? Nereden geldik? Ecdadımız kimler? Günümüze gelene kadar hangi milletlerle melezleştik?
Cumhuriyet öncesi Tarihimiz bize doğru mu öğretildi?
Yoksa yalan, yanlış bilgilerle mi yanıltıldık?
Cumhuriyet Tarihimiz taraflı bir mantıkla mı bizlere öğretildi?
Doğru olmayan tarih bilgileriyle büsbütün aldatıldık mı?
Kurtuluş Savaşı’nda yedi düvelle savaş yaptık mı?
İşgal güçlerinden Fransızlar, İtalyanlar kendiliğinden mi çekip gittiler? Sadece Yunanlılarla mı savaştık?
Doğrusu nedir?
Kurucu Cumhuriyet’in Devrim kanunlarına göre mi abartılı bir tarih bilgisiyle yanıltıldık?
Pozitif bilim şüphecidir... Pozitif bilim sorgulayıcıdır...
Pozitif Bilim; gerçek dışı hiçbirşeyi uzun süre saklayamaz.
Makalenin başında sosyal dokumuzun bozulduğundan örnekler vermeye çalıştım.
Manevi değerlerimizin örselendiğini vurguladım.
Birçok etnik topluluktan milletleştirilmeye çalışılmış bir halkız biz.
Cumhuriyet devrimi ne yazık ki; etnik toplulukları birbirine yapıştıracak politikalar uygulayamamış.
Osmanlı; yüzyıllarca birçok milleti bir arada tutarak Cihan İmparatorluğu olmuş da, Genç Cumhuriyet kendi sınırları içindeki farklı ırkları ve farklı kültürleri bile kaynaştırıp ortak bir dil ile neden “TÜRKİYELİYİZ” dedirtememiş?