HABER MERKEZİ
Dünyada bilinen 20 arı ırkından 5’inin Türkiye’de olduğunu bu ırklardan birinin de Kırklareli’de olduğunu ifade eden Ulus, şunları söyledi;
“Karaçalı ve ormanlık alanlara arılıkların kurulması son derece önemli. Tarım arazileri yakınlarına kurulan arılıklarda arı ölümlerine oldukça sık rastlanıyor. Tarım arazilerine atılan ilaçların arıya muhakkak etkisi oluyor. Nisan ve Mayıs ayları arıların en çok faaliyete başladığı bir dönemdir.
Arıcıların da ciddi anlamda hazırlık yapması gerekiyor. Arıcılarımız şuanda sıvı besiye geçmeleri gerekiyor. Arıların 2 dönemi var. Biri yavru dönemi bir diğeri de bal dönemidir. Biz arılarımıza şeker verdiğimiz zaman her bir gramı yavru oluyor. Arıcılarımız arılarını Nisan ayının sonuna kadar şeker ile besleyebilir. Ancak bal döneminde arıya şeker verilirse o zaman büyük bir risk ortaya çıkıyor. Bal döneminde arılara şeker vermeye gerek yok. Bölgemizin şartları son derece uygun.
Arıcılarımız arılıklarında Sonbaharda ilaçlama yapıldıysa ilkbaharda kültürel mücadele yapmaları gerekiyor. Özellikle arıların düşmanı olan ve zarar veren Varaba’ya karşı mücadele yapılması lazım. Bu mücadeleyi de erkek arıları temizleyerek ve kovan altlarını tel örgü yaparak sağlayabiliriz. Artık alt kısmı telli kovanlar rağbet görüyor.”
* “Trakya arısı ıslah çalışmaları sürüyor”
Kırklareli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkan Yardımcısı Rıdvan Ulus, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ile Orta Doğu Teknik ve Namık Kemal üniversiteleri ile yaptıkları protokol kapsamında Trakya arısının özelliklerinin araştırıldığını söyledi.
Dünyada bilinen 20 arı ırkı olduğunu, her arının kendi bölgesine göre farklı özellik gösterdiğini anlatan Ulus, Kırklareli’deki Trakya arısının da aralarında yer aldığı 5 ırkın Türkiye’de bulunduğunu kaydetti.
Ulus; “Trakya arısı ıslah çalışmaları sürüyor. Namık Kemal Üniversitesi ve Tübitak’ın hazırladığı Trakya arısı ıslah projesi resmi olarak bu yıl programa girdi. Türkiye’de ilk ıslahtan bahseden Kırklareli Arı Yetiştiricileri Birliği’dir. Buna daha öncesinde karşı çıkılıyordu. Her arı kendi bölgesinde farklı özellik gösteriyor, çiçekleri tanıyor, kendi bölgesinde daha iyi çalıştığı ortaya çıktı. Farklı bölgelerden arı ırkları getirildi ancak birkaç sene içerisinde o bölgeye uyum sağlayamadığı için kayboldu. Marmara bölgesindeki arı Trakya arısı olacak. Farklı arı çeşitli kısa bir süre sonrasında en fazla 1 yada 2 yıl bölge şartlarına dayanabiliyor. Arıcılarımız kendi ana arılarını üretsinler. El birliği ile bu çalışmayı devam ettirmek istiyoruz. Trakya arısı kış aylarına düşük bir arı popülasyonu ile giriyor. Kendi mevcudunu azaltıyor ve Ocak ayında da hızlı bir şekilde arı yavrulamasına başlıyor. Bal tüketimi en az ancak en fazla arısını çoğaltabilen ve diğer ırklardan 9 gün fazla çalışması önemli özelliktir. Diğer ırklar 50 gün çalışırken Trakya arısı 59 gün çalışıyor ve bu da bal döneminde çok önemlidir. Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde Türkiye’deki 20 adet arı ırkları üzerinde yapılan araştırmada Türkiye’nin en sakin arısı ıslah edilmediği halde Trakya arısıdır. Sakin arının bal verimi çok olur. Dolayısıyla arıcılarımızda rahat çalışıyor. İnsan vücudu arı zehrini fazla miktarda aldığında böbreklerde tahribatlara neden oluyor. Sakin arıyla çalışmak çok iyidir” şeklinde konuştu. (Ufuk Ertop)