HABER MERKEZİ
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Kırklareli Milletvekili Av. Şenol Gürşan, Taksim’de yaşanan ve günlerdir devam eden Gezi Parkı Olaylarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
8 Haziran 2013 Cumartesi günü saat 10.30’da AK Parti İl Başkanlığı’nda basın mensupları ile bir araya gelen AK Parti Milletvekili Av. Şenol Gürşan, Taksim Gezi Parkı Olayları’nı başta çevrecilerin masum bir protestosu olarak adlandırdığını ifade ederek, daha sonra yaşanan olaylar ve yapılan açıklamalarla birlikte protesto edenlerin arkasındaki güçleri görme fırsatı bulduklarını söyledi.
* “Gezi Parkı’ndaki olaylar ilk etapta masum bir protestoydu”
AK Parti olarak yeşile, doğaya, çevreye ve ağaca karşı olmadıklarını anlatan Gürşan, Türkiye’ye en çok AK Parti hükümeti zamanında ağaç dikildiğini vurguladı. Taksim Gezi Parkı’nda yaşanan ilk olayda çevreci bir gruba polisin öncelikli müdahalesinin sert olduğu ve bununla ilgili soruşturma başlatıldığını anlatan Gürşan; “Taksim Gezi Parkı’ndaki olaylar ilk etapta çevreciler tarafından masum bir protesto ile başladı. Daha sonrasında da diğer olayların meydana gelmesiyle birlikte masum bir protesto, çevreci bir hareket gibi gözükse de iyi niyetli olarak adlandırdığım protesto adeta bir Vandalizm’e dönüştü. Oradaki olaylarda başta kamu malları olmak üzere birçok vatandaşın, esnafın arabaları yakıldı, yıkıldı. O çevrede bulunan esnafların dükkanlarına zarar verildi. Buradaki mesele ağaç ve çevre ise yeşili, doğayı, çevreyi ve ağacı koruyan, en fazla ağaç diken Türkiye Tarihi’nde gelmiş geçmiş iktidarlara bakarsak AK Parti iktidarımız en başta gelir. Uzun bir süre İstanbul’da yaşadım ve 1990 yılıyla, 2013 yılını kıyasladığımızda yeşil alan ve ağaçlandırma konularında büyük farklar var. 2 milyar 700 milyon adet ağaç dikilmiş hükümetimiz zamanında. AK Parti olarak ne yeşile, ne çevreye, ne de ağaca karşıyız. Kimse bu konuda partimizi suçlayamaz. Bu anlamda icraatlarımız ortadadır. Geçtiğimiz hafta Cuma günü yeşili ve ağacı korumak isteyen çevreci gruba polislerimizin müdahalesi aşırı oldu. Bizde bunun farkındayız. Bununla ilgili soruşturma başlatıldı” dedi.
Protestoların devam etmesi, bir takım güçlerin maşaları tarafından daha farklı boyutlara taşınmasıyla birlikte sorunun ağaç, yeşil alan ve benzeri gibi konuların olmadığına dikkat çeken Gürşan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü;
“Daha sonrasında yapılanlar protestoların arkasındaki gücü ve onların niyetlerini açık olarak gösterdi. İyi niyetli protesto bir Vandalizm’e dönüşerek kamu mallarına, esnafın araçlarına ve dükkanlarına zarar vererek devam etti. Devlet ve esnaf bu protestolardan büyük zararlar gördü, yaralar aldı. Taksim meydanı ve arka sokaklarında marjinal, yerel, bölgesel ve küresel bir takım odakların maşalarının yer aldığını gördük.
* “Birileri Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve kültürel alanda büyümesinden rahatsızlık duyuyor”
Taksim Çevre Platformu bir açıklama yapmıştı. Yaptıkları açıklama da ise kendi iç yüzlerinin görünmesine neden oldular. Herkes bu yapılan olayların çevreyle bir ilgisi olmadığını anladı. Taksim çevre platformu yaptığı açıklamasında 3. Köprü’nün, 3. Havaalanı’nın, HES’lerin ve Kanal İstanbul Projesi’nin yapılmamasını istediklerini söylediler. Kanal İstanbul Projesi büyük Türkiye’nin bir göstergesidir. Birileri Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve kültürel alanda büyümesinden rahatsızlık duyuyor. Sosyal medya ve paylaşım siteleri öyle bir hal aldı ki bomba yüklü bir kamyondan daha tehlikeli olmaya başladı. Taksim Gezi Parkı olaylarında tamamen toplum psikolojisi uygulandı. Ayrıca orada da ağacın kesildiği falan da yok. Ağaçlar özel bir aparat ile yerinden kökleriyle birlikte alınıyor ve başka bir yere dikiliyor.
* “Yıllar önce bu çevreciler neredeydi”
Birçok Avrupa ülkesi meydanlarıyla ünlüdür. Sayın Başbakanımız da Taksim’e güzel bir meydan kazandırmak istiyor. İstanbul’un da meydanlarıyla ünlü bir metropol olarak bilinmesini istiyor. Yani orada ağaç katliamı yapıldığı söz konusu değil. Peki, birçok vatandaş sordu bende sormak istiyorum; İstanbul Vakıf Üniversitesi yapılırken, Sarıyer’de kent kurulurken birçok ağaç kesildi, verimli ormanlar yok edildi. Ağaçlar sökülmedi kesildi. Peki ya bugün Gezi Parkı’nda eylem, gösteri ve protesto yapan çevreciler neredeydi. Bu ülkede 6 aydır şehit haberleri gelmiyor. Analarımız, babalarımız, kadınlarımız, çocuklarımız ağlamıyor. Her gün şehit haberleri ile ülkemiz ağlarken bu çevreciler neredeydi.
* “Taksim çevre platformunun istekleri doğrultusunda arkasındaki güçler ortaya çıktı”
İstanbul’da ve birçok ilde yaşanan olaylar tamamıyla bir takım güçlerin maşaları tarafından yapılıyor. Taksim Çevre Platformu yaptıkları açıklamalarda 3. Havaalanı’nın yapılmasını istemediklerini söylediler. 3. Havaalanı’na Almanya karşı. Kanal İstanbul Projesi’ne İngiltere karşıdır. Bu maşaların arkasında daha birçok güç vardır. Yani Taksim Çevre Platformu’nun istekleri doğrultusunda arkasındaki güçler ortaya çıktı. Bu güçlerle Türkiye’de küresel ve bölgesel hareket eden bir takım yerli işbirlikçiler var. Bunlar görünen yüzleri. 12 Eylül öncesinde insanlar Sağcı ve Solcu diye ayrıştırılıyordu. Dinci, Laikçi, Alevi, Sünni diye bölmeye çalıştılar. Bu Taksim Gezi Olayları’nda da eski Türkiye varlığını sürdürmek için bir takım güçler, insanları bir birine düşürmeye çalışıyorlar. HES’lerin yapılmasını Türkiye’nin güçlenmesinden korkan bir takım güçler istemiyor. Türkiye’de petrol, enerji ve doğalgaz rezervlerimiz yok. Cari açığımızın en büyük nedeni enerji ithalatından kaynaklanıyor. Mustafa Kemal Atatürk Türkiye’nin muasır medeniyetler seviyesine çıkartılmasını söylemişti. Paris’in göbeğinde, Almanya’da, Rusya’da ve daha birçok ülkede Nükleer Santral var. Bir takım güçler tarafından Türkiye’nin sürekli olarak dışarıya muhtaç kalınması isteniyor.
* “Biz bu sisteme çomak soktuk ve bizimde kellemizi istiyorlar”
Geçmiş iktidarlardaki zamanlarda milli gelirimizin yüzde 80’i faize gidiyordu, bunu 2002’de iktidara geldiğimiz günden bu güne yüzde 30’a kadar düşürdük. Geçmiş iktidarlar beleşten rahat para yemeye, faizlerden nemalanmaya alışmışlar. Aynı olay 28 Şubat olayında da görüldü. 1 gecede trilyonlar gitti. Gecelik faizlerden bir takım kişilerin nemalandığı son olan olaylarda ortaya çıktı. Biz bu sisteme çomak soktuk ve bizimde kellemizi istiyorlar. Yani burada konu çevre, doğa, ağaç değil, burada onların düzenlerine cesurca çomak sokabilen ve engelleyen sayın başbakanımızdır. AK Parti iktidara geldiğinde Milli Savunma da yerel üretim yüzde 15’lerdeydi ve bunu yüzde 65’lere çıkarttık. Tanklar ve uçaklar için iktidarımız zamanında yerli yazılımlar üretildi.
* “Bu ülke Mesut Yılmaz gibi Başbakanlarda gördü”
Protesto etmek herkesin hakkıdır. Ama burada Başbakanımızı hedef alan hakaretler, küfürler atılmaya başlandı. Buna da kimse müsaade etmez. Biz bu millete hizmet etmek için görevdeyiz. Bizler Türkiye sevdalısıyız. Bu ülke Mesut Yılmaz gibi Başbakanlarda gördü. Başta Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere 24 saat görev yapmanın heyecanı ve mutluluğu içerisindeyiz. Partimiz 2002 yılından bu yana demokratikleşme, hak ve özgürlük adına çok iyi çalışmalar yaptı.
* “İnsanlarımız böyle bir devlete, hükümete yıllardır aç kaldı”
Biz ülkemiz için milletimizle çalışmaya devam edeceğiz. Milletimiz bize bir emanet verdi. Bu emaneti 3-5 çapulcuya yem etmeyeceğiz. Bu emaneti bize milletimiz verdi, ancak milletimiz alabilir. İnsanlarımız böyle bir devlete, hükümete yıllardır aç kaldı. Herkes yapılan bu oyunları görsün ve onlara prim vermesin. Biz Başbakanımızın her zaman yanında ve arkasındayız” dedi.
Yapılan açıklamaların ardından basın mensuplarına teşekkür eden Vekil Gürşan, gündeme ilişkin açıklamaların yapıldığı toplantıyı rutin olarak her hafta ya da her ay devam ettirileceğini sözlerine ekledi. (Ufuk Ertop)