HABER MERKEZİ
Girgin; “Eski işletmeci Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in görevden alınması, eğitim camiasında yüreklere su serpmişti. Yeni atanan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ise binlerce sorunun çözümü noktasında umut ışığı olmuştu, hatta sendika genel merkezimiz kendisine bir mektup yazarak görevinde başarılar dilemiş sorunlara çare olacağını ümit etmişti. Yeni Bakan Nabi Avcı hiç bir farkın olmadığını ilk icraatında ortaya koydu. Eğitim çalışanları bütünüyle karamsarlığa gömüldü." dedi.
Girgin, bu hukuksuzlukla ilgili diğer eğitim sendikalarının da dik duruş sergilemesi, birlikte hareket etmesi ve eğitim emekçilerinden yana tavır almasını özellikle vurguladı.
Girgin açıklamasının devamında şunları kaydetti:
“Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği gece yarısı Resmi Gazete’de yayımlandı. Yayımlanan yönetmelik tam anlamıyla yandaş ve ‘’Ben istediğimi yönetici yaparım’’ mantığıyla hazırlanmıştır.
Bu yönetmelik hakka, hukuka, objektif kriterlere uygun, kabul edilebilir bir yönetmelik değildir. Eski Milli Eğitim Bakanlarından Hüseyin Çelik’in inatla çıkarıp Eğitim-İş’in kararlı mücadelesi sonucu defalarca yargıdan dönen ve yıllarca kaosa neden olan dönemi, yeni Bakan Nabi Avcı geri getirmek istiyor. Ne oldu da Nimet Çubukçu döneminde sendikaların da mutabık kaldığı 13/8/2009 tarihli yönetmelik baştan aşağı değiştirildi? Sayın Bakan bir gece yarısı 4+4+4 yasasının 21 maddesini 25 dakikada komisyondan geçirme hünerini gelir gelmez gece yarısı yönetmeliği ile Bakanlıkta da gösterdi. Atatürk adını yönetmeliklerden kaldırdılar, okullardan kaldırdılar, şimdi de yönetici adaylarına “Atatürk ilke ve devrimlerini bilmenize gerek yok” deniliyor! Yazılı sınav konularına “2886 sayılı Devlet İhale Kanunu, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu” eklendi! Eğitimde özelleştirmenin adımlarından birisidir bu durum. Okul müdürlerine ihale işleri iyice öğretilmeye çalışıyor! Yeni yönetmelik ile yazılı sınavın yanında bir de sözlü sınav getirilmiş. Sözlü sınava dayanak olarak da 652 Sayılı KHK gösterilmiştir. Oysa 652 Sayılı KHK’de sadece müdürler için “Mülakat” getirilmiştir. Yazılı sınavda baraj 70 puan. Sözlü sınavda da baraj 70 puan. Bunun anlamı “Yazılı sınavda istersen 100 tam puan al, benim oluşturduğum komisyon sana 70 puan vermezse senin 100 puanın hikayedir” demektir. Sözlü sınav komisyonu “İl Milli Eğitim Müdürü veya görevlendireceği 1 Milli Eğitim Müdür Yardımcısı’nın başkanlığında, 2 Milli Eğitim Müdür Yardımcısı veya Şube Müdürü,1 İlçe Milli Eğitim Müdürü ile 1 Eğitim Kurumu Müdürü’nün katılımıyla 5 asıl üyeden” oluşacak. Sözlü sınav sonuçlarına itiraz ise, verdiği puana itiraz ettiğin komisyona yapılacak. Değerlendirme ve puanlama sonucu kesinleştikten sonra valiliğe ilk 3 aday sunulacak ve valilik bu üç adaydan birini atayacak. Yönetici Değerlendirme Formu ise ayrı bir garabet örneği. Başarı belgesine 1, üstün başarı belgesine ise 4 puan verilecek. Peki, daha önce alınan ve şu anda yasada yer almayan teşekkür, takdir ve aylıkla ödüller ne olacak? Yönetmeliğe göre çöpe atılacak. Yine söz konusu değerlendirme formuna göre kurucu müdürlük puanı 10, müdür yardımcılığında geçen her yıl için 0.72 puan verilecek. Yani hiçbir kriteri olmadan atanmış kurucu müdürün alacağı 10 puanı yakalamak için 13,8 yıl müdür yardımcılığı yapmak gerekecek. Yine kurucu müdür puanını yakalamak için 20,8 yıl öğretmenlik yapmak gerekecek. Bu yönetmelik ile yönetici olarak atanmak için ne yazılı sınavın ne de değerlendirme formunun hükmü yoktur. Sadece sözlü sınavda alınacak puan belirleyici olmaktadır. Çünkü yazılı sınavda 100 puan alanın sözlü sınavda elenmesi mümkündür. Sözlü sınavdan adayın 30 puan alması mümkün iken yanlışlarla dolu olmasına rağmen kariyer ve liyakat ölçütleri olan değerlendirme formundan alınabilecek en yüksek puan 9.52’dir. Buna göre hiçbir adayın 100 puana ulaşması mümkün değildir. Sözlü sınavlarda, Danıştay kararları ile sabit hale gelmiş olan, sözlü sınavların objektifliğini düzenleyen önceden soru hazırlama, kurayla soru belirleme ve kayıt altına alma işlemleri ile ilgili açıklama yönetmelikte bulunmamaktadır. Müdür başyardımcılıklarına ise atama değil görevlendirme yapılacak olması da ayrı bir garabet örneğidir. Rotasyonlarda tüm kademeler 8 yıl olarak belirlenmiştir. Ancak, Ek-1’in %30’u, Hizmet Puanı (Öğretmenlik Hizmet Puanı)nın %70’i alınarak hesaplanacak puanların toplamının kullanılması, Doğu ve Güneydoğu’da görev yapanlara ciddi üstünlükler getirmektedir. Ayrıca değerlendirme formunda müdürlüğün puan olarak değerlendirilmemesi çok büyük bir eksikliktir. Yönetmelikte yeniden atama bulunmamaktadır. Yani 10 yıl müdürlük yapan bir kişinin öğretmenliğe geçtikten sonra yeniden müdürlüğe başvurabilmesi için yazılı sınava girmesi gerekmektedir. Daha önceki yönetmelikte olan A, B ve C tipi okul ayrımı kaldırılmış bütün okullar aynı kategoriye sokulmuştur. Yine atama koşulları incelendiğinde, başvurulacak “okula öğretmen olarak atanabilmek” veya “aylık karşılığı okutabileceği ders olması” koşulları aranmaktadır. Buna göre ilkokul ve ortaokulların birlikte eğitim gördükleri okullar ile kademeli ilkokula geçen okullara branş öğretmenleri başvurabileceklerdir. Söz konusu okulların ilkokul olması ve yöneticilerinin girebileceği dersin olmaması durumunda ne olacağı ise belirsizdir. Yönetmelikte atama takvimi yoktur. Yani açık olan okul müdür, müdür yardımcılığı kadrolarının ne zaman ilan edilip başvuruların ne zaman alınacağı belli değildir. Yine daha önceki yönetmelikte yer alan ‘’açık olan tüm kurum yöneticilikleri’’ ifadesi kaldırılarak konu muğlâk hale getirilmiştir.
Eğitim-İş olarak 24 Ocak 2013 tarihinde yaptığımız açıklamada; “Geçmişteki bu tecrübelerden ders çıkarmayanların sonu yine hüsran olacaktır. Bu nedenle MEB’e, yönetici adaylarını mağdur ederek sayısız hukuki uyuşmazlığa sebep olacak mülakat ya da valiliklerce üç aday arasından tercih gibi objektiflikten uzak uygulamalardan uzak durulmasını şiddetle tavsiye ediyoruz. Aksi durumda, hukuk dışı her dayatmaya Sendikamız hak ettiği karşılığı anında verecektir” diyerek Bakanlığı uyarmıştık. Ancak Bakanlık ve siyasal iktidar ‘’Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur’’ demeye devam etmektedir. Eğitim-İş de bu hak ve hukuk bilmez kafalara hakkı ve hukuku okutmaya kararlıdır. Söz konusu yandaş atama yönetmeliğini en kısa zamanda yargıya taşıyacağız.” (Savaş Eskici)