Kırklareli Seyyar Pazarcılar Odası Başkanı Resul Yıldırım kendisiyle yaptığımız söyleşide, Kırklareli’deki pazarcı esnafının ekonomik durumunu, çevresel faktörlerin onlara ne gibi etkileri olduğunu genel bir değerlendirme çerçevesinde anlattı. Son günlerin en çok konuşulan gündem maddesi olan kapalı pazaryeri ile ilgili sorular da yönelttiğimiz Yıldırım, konuyla ilgili olarak ayrıntılı bilgiler de verdi.
Kırklareli’nden Portreler yazı dizimizin bugünkü konuğu aynı zamanda kendisi de bir esnaf olan Kırklareli Seyyar Pazarcılar Odası Başkanı Resul Yıldırım. Kendisiyle Çarşamba ve Cumartesi günleri dışında satışa devam ettiği dükkanında, önemli yaklaşımlar getirdiği bir söyleşi yaptık.
Kırklareli’deki kurulan pazarlar şu an ne durumda? Genel olarak değerlendirir misiniz?
-Pazaryerimiz, oluşmuş olan alanlar içerisinde ve mevcut üye yapısı kapsamında hizmetlerine devam ediyor. Yaklaşık 800-850 civarında esnafımız, halka olan hizmetimiz için tezgah açıyor. Türkiye’de her alana yansımış olan ekonomik kriz, Kırklareli’de biraz daha gözükür hale gelmiştir. Esnafımız hizmetlerini şehir dışındaki küçük pazarlarda da devam ettirmeye çalışıyor. Ancak bu durum bile birçok sıkıntıyı beraberinde getiriyor. Halkın alım gücü giderek düştüğünden dolayı, birçok reel sıkıntı sözkonusudur. Kriz dünya sektöründe başladı, Türkiye’ye sıçradı, bölgeyi sardı ve sonucunda yerel ekonomideki basit usüle göre çalışan esnafı da etkiledi. Mevcut harcamalarına devam edenlerin dışında birçok kesim, nakit dönüşümünde sıkıntı çektiği için, bundan ilk etkilenen de doğal olarak esnaf oluyor.
Ayrıca pazarcı esnafı, ekonomik sıkıntıların yanında, her türlü fiziki şarttan etkilenen ilk kesimdir. Aşırı sıcak ya da soğuk, yağmur yağması, kuvvetli rüzgar gibi birçok mevsimsel etkenlerden dolayı pazarcı esnafı, kimi zaman tezgahını açamıyor. Bu fiziki şartlar da, zaten durumu kötüye giden pazarcı esnafına bir darbe daha vuruyor.
Pazaryerindeki ticaret işleyişinde görmüş olduğunuz eskiklikler nelerdir? Hangi tedbirler alınırsa bu eksiklikler giderilir?
-Kırklareli’deki pazaryerinin sistemli ve kontrollü bir şekilde işlemesi gerekmektedir. Sayısal rakamın düşmesi lazımdır. Kırklareli’deki varolan potansiyele bu kadar esnaf fazladır. Iş dallarına göre dağılım ve buna istinaden gelecek olan kazanım, dengelerin tutturulabilmesini sağlayabilir. Şu anki mevcut pazaryerindeki sayı, kapalı pazaryerine geçince azalacak ve düzene girmiş olacak.
“Büyük marketler haksız rekabet ortamı oluşturmaktadır”
Esnafımızın kendi ekonomik durumunu güçlendirmesi için, satıcı ve alıcı arasındaki köprünün güçlenmesi ve beşeri ilişkilerin geliştirilmesi gerekmektedir. Sattığımız ürünün kalitesiyle ve hizmetin mükemmeliyle, müşterideki güven duygusunu üst seviyeye çıkarmalı ve her gün tazelemeliyiz. Odamıza kayıtlı olan esnafımız, müşteri memnuniyetine oldukça önem göstermeye başladı. Imkanları dahilinde, kaliteli mal alarak ve bunların üstüne çok az bir kar marjı koyarak müşteriye sunmaktalar. Ancak tüm bu gayretlere en büyük darbeyi büyük marketlerin açılması vurdu. Eksiklerini giderme ve daha sorunsuz bir yapılanma için çaba gösteren esnafımız, büyük marketler karşısında daha da zor duruma düştüler.
Pazarcı esnafının aşması gereken zorluklar nelerdir ve bunları aşabilmek için neler yapılması gerekir?
-Bize engel teşkil eden en büyük etkenlerden biri, açık havadaki hava muhalefetidir. Kapalı pazaryeri bu engeli kaldıracaktır. Güncel ortamda da hizmet için elinden geleni yapan esnaf, ancak bulduğu oranda bu malı müşteriye yansıtabilmektedir. Yani şu an meyva-sebze satışı yapanlara burada cevap verebilecek sadece 3-4 kabzımal var. Onlarda imkanları dahilinde esnafa yardımcı olmaya çalışıyor. Bu nedenle kabzımal ne getirirse, esnafta müşteriye onu sunmak zorunda. Günümüzde özellikle meyva-sebzeciler günlük yaşamaya başladılar. Ürününü sattıktan sonra elinde kalanla ancak günlük ihtiyacını karşılayabiliyor. Bunlar yaşanırken, büyük marketlerin yapmış olduğu bir takım faaliyetler, pazarcı esnafımızı çok olumsuz etkiliyor.
Peki büyük marketlerin etkileri neler oldu? Bu etkiler nasıl çözümlenir? Bunun dışında ne gibi sıkıntılar mevcut?
-Büyük marketlerin, kendi alanlarının dışına çıkarak, örneğin mağaza önüne tezgah açması en büyük etkendir. Bu uygulama belli iş sektöründekilerin ekmeğine mani oluyor. Bizim sorunumuz şu. Tabii ki rekabet ortamı denen birşey vardır. Ancak marketlerin bu şekilde tezgah açması ve satış yapmaları haksız rekabet ortamını meydana getirmektedir. Böyle olunca 2. bir pazaryeri görüntüsü de ortaya çıkmaktadır. Yeri sabit olan pazarcı esnafı da, bu haksız rekabet yüzünden müşteri kaybetmektedir. Belki bu uygulamadaki fiyatlar, müşteriye daha uygun ve ekonomik gelebilir. Ancak büyük marketler bu uygulamalarını sadece kendi alanlarında yapmalıdır.
Pazarcı esnafımızın yaşadığı en büyük sıkıntı da, kamyonlarıyla satış yapmaya gelen ve odamıza kaydı olmayan kişilerin varlığıdır. Salı günleri takibi yapılırsa, yeri benimsenmiş olan ve bu şekilde satış yapan birçok kişi vardır. Ayrıca genel pazaryerinde de irili ufaklı satış yapmaya çalışan ve bizde kaydı bulunmayan kişiler vardır. Ufak ölçüde tezgah açan bu kişiler, kayıtlı esnafımıza haksızlık etmektedir. Herkes ekonomik zorluklardan ötürü kazanç kapısı yaratmaya çalışıyor ama, mağdur olan yine bizim esnafımız oluyor. Bu durumun engellenmesi gerekmektedir.
Kırklareli’de pazarın 2 güne çıkarılması sizce faydalı oldu mu? Yani esnaf günü kurtarabiliyor mu, tezgah açtığına değecek bir kazanç elde edebiliyor mu?
-Daha öncede söylediğim gibi, pazarcı esnafı ve özellikle meyva-sebze üzerine satış yapanlar artık günlük yaşıyor. O nedenle haftada 2 gün tezgah açanların tek beklentisi, halka hizmet ve maliyetini karşılayabilmektir. Çok büyük kar bekleyenler ya da gerçekten çok büyük kazanç elden edenler yok. Tablo zaten belli. Cumartesi günü de pazar kurulması, o muhitteki halkın alışverişine getirilmiş bir kolaylıktır. Çarşamba günü ihtiyaçlarını karşılayamayanlar, Cumartesi günü bu açığı kapatmaktadırlar. Cumartesi pazarı, çok üst düzeyde bir beklentisi olmamasına rağmen, masrafı da az olan bir pazaryeri. Esnaf şehir dışında tezgah açıp masrafını çoğaltacağına, kendi şehrinde tezgah açıp, makul oranda geçimine katkı sağlamaktadır.
Kapalı pazaryeri olmalı mı? Olmamalı mı? Çünkü vatandaşın ve esnafın düşünceleri ikiye bölünmüş durumda.
-Kapalı pazaryeri geçmişten günümüze işlenen bir kavram. Birçok belediye başkanının yapmak isteyipte, ekonomik imkanlardan ötürü faaliye geçiremediği, birçok belediye başkanının da yerini belirleyip, yine bir taslak hazırlayamadığı bir yer. Ancak şu anda kapalı pazaryerinin altyapı ve etüd çalışmaları yapılmıştır. Mevcut dükkanlarda gerekli düzenlemeler yapılmıştır. Esnaf ve belediye ortaklığında birçok toplantı yapılmıştır. Bu anlamda maliyeti, ölçüleri va alanıyla ilgili görüş alışverişinde bulunulmuştur. Fiyatlarıyla ilgili çalışmalar ve görüşmeler yapılmıştır. Rakamlarla ilgili belirlemeler yapılırken, ekonomik krizin başgöstermesi projenin biraz ertelenmesine neden olmuştur. Belediyenin bu konuda ekonomik olarak biraz daha güçlenmesi ve esnafın ekonomik mağduriyetlerini düzeltmesi beklenilmektedir. Belediye Başkanı’mız bu konuda esnafın çıkarlarını ön planda tutmuş ve hassasiyeti elden bırakmamıştır. Bu takdir edilen bir davranıştır. Belediye Başkanı, projeyle ilgili toleransları çoğaltmakta ve esnafı zor durumda bırakmayacak şartların oluşmasını beklemektedir. Biz de elimizden geldiğince bu şartların doğmasına fırsat tanımaktayız.
Kapalı pazaryeri ile ilgili biraz daha teorik bilgiler alabilir miyiz?
-Bu alandaki parseller, 2,5-3 ve 3-3,5 metre olarak iki farklı statüdedir. En önem verdiğimiz durum da, dengelerin korunması için önceliğin Kırklareli esnafına tanınması olacaktır. Daha sonra dışardan gelecek olan esnafa dağılım yapılacaktır. Söylediğim ölçülere oranla oluşacak rakamlar, Kırklareli esnafının durumu gözönünde bulundurularak tekrar düzenlenecektir.
“Kapalı pazaryeri esnafın hasılatını çoğaltacaktır”
Bizim pazaryerimiz konsept ve mimari olarak labirent gibi bir yer olmayacaktır. Müşteri bu bölgeye girdiği zaman kendisini, tüm tezgahları görebilecek bir açıda bulacaktır. Yani düzayak bir pazaryeri olacaktır. Kapalı pazaryeri, esnafın hasılatını çoğaltacaktır. Kapalı pazaryeri kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Halkımızda burayı talep etmekte ve beklemektedir. Buranın yapılması hava şartlarından etkilenen iki tarafı da yani, hem esnafı, hem de halkımızı rahatlatacaktır. Tabii ki masrafı olacaktır. Ama kazancı da muhakkak meydana gelecektir. AB beklentisi çerçevesinde bu yerin yapılması gerekmektedir.
2009’u ve geleceği değerlendirmek adına neler söylemek istersiniz?
-2008’de başgösteren kriz her yeri, her kesimi, her sektörü etkilemiştir. Sanırım 2009 yılı da kriz dönemiyle geçecektir. Izlenmesi gereken politika, esnafa olan bakış açısının, sağlanacak kolaylıklarla genişletilmesidir. Bu konuda birçok beklentimiz vardır. “Cansuyu Projesi”nin etkileşim alanı küçük esnafa kadar inmelidir. KOBI noktasında değerlendirilen bu kredinin, küçük esnafa da kullandırılması gerekmektedir. Esnaf Kefalet Kooperatifi’nden alınan kredilerin faiz oranları da düşürülmelidir. Cansuyu kredisi tabana yayılmalıdır. Bu sistemin bizlere de uygulanması en büyük beklentimizdir.