Herhangi bir gazetede veya yayın kuruluşunda yayınlanan bir habere ne zaman yorum yapar veya eleştirirsiniz?!
Yayınlanan yazı veya haber, sizinle ilgili ve hoşunuza gitmediği zaman mı?!
Muhtemelen.
Hakkınızda onlarca olumlu yazı çıkmıştır da, birisi için teşekkür etme gereksinimini hissetmemişsinizdir. Ama küçük bir olumsuzluk dahi olsa, yazının haklılığına bile önem vermeden, kızgınlığınızı ortaya koyarsınız.
İnsan yapısının vazgeçilmez ve sıkça rastlanılan özelliklerindendir bu durum.
Gazetecilik yapmak ki şayet yayın alanınız dar ve yayın alanınızdaki insanların büyük kısmı tanıdık ise, son derece zor ve sıkıntılıdır.
Her gün yüz yüze baktığınız, birçokları ile kişisel veya ticari alışverişlerinizin olduğu, dostluk bağlantılarınızın uzun yıllara dayandığı kişilerle ilgili negatif haberler yayınlamak durumunda kaldığınız olur.
Buradaki ölçü; “Yaptığınızın doğru, kamunun yararına oluşu ve en önemlisi de vicdanen rahat olmanızdır”
Sevmediğiniz ve hatta nefret ettiğiniz kimseler olsun mesela.
Yapılan her güzel işi alkışlamak, kimin yaptığına değil, topluma getirdiği yarara göre haber veya makale yapıp, yerini ve önemini de ona göre ayarlamak lazımdır.
Bunları yapabiliyorsanız; siz artık bu işte profesyonel olmuş, topluma yararlı ve işini hakkıyla yapan birisi olmuşsunuzdur.
Öylesine büyük tacizlerle, baskılarla, zaman zaman da karalamalarla ve saldırılarla karşılaşacaksınız ki, bazen, bırakıp gitmeyi düşündüğünüz anlar artıp, çoğalacaktır.
Yalnız şöyle de bir yanı vardır gazetecilik işinin; Bir kez başladınız mı, bir daha bırakabilmek mümkün değildir.
Gördüğünüz herhangi bir enteresan olay, yapılan bir haksızlık, yanlışlık veya toplumsal tepki, anında içinizdeki gazetecilik yönünüzü açığa çıkarır ve kendinizi olayların içinde bulursunuz.
Ne diyorduk;
Zor zanaattır gazetecilik.
Kimseye yaranamazsınız.
Kalın sağlıcakla…
Yayınlanan yazı veya haber, sizinle ilgili ve hoşunuza gitmediği zaman mı?!
Muhtemelen.
Hakkınızda onlarca olumlu yazı çıkmıştır da, birisi için teşekkür etme gereksinimini hissetmemişsinizdir. Ama küçük bir olumsuzluk dahi olsa, yazının haklılığına bile önem vermeden, kızgınlığınızı ortaya koyarsınız.
İnsan yapısının vazgeçilmez ve sıkça rastlanılan özelliklerindendir bu durum.
Gazetecilik yapmak ki şayet yayın alanınız dar ve yayın alanınızdaki insanların büyük kısmı tanıdık ise, son derece zor ve sıkıntılıdır.
Her gün yüz yüze baktığınız, birçokları ile kişisel veya ticari alışverişlerinizin olduğu, dostluk bağlantılarınızın uzun yıllara dayandığı kişilerle ilgili negatif haberler yayınlamak durumunda kaldığınız olur.
Buradaki ölçü; “Yaptığınızın doğru, kamunun yararına oluşu ve en önemlisi de vicdanen rahat olmanızdır”
Sevmediğiniz ve hatta nefret ettiğiniz kimseler olsun mesela.
Yapılan her güzel işi alkışlamak, kimin yaptığına değil, topluma getirdiği yarara göre haber veya makale yapıp, yerini ve önemini de ona göre ayarlamak lazımdır.
Bunları yapabiliyorsanız; siz artık bu işte profesyonel olmuş, topluma yararlı ve işini hakkıyla yapan birisi olmuşsunuzdur.
Öylesine büyük tacizlerle, baskılarla, zaman zaman da karalamalarla ve saldırılarla karşılaşacaksınız ki, bazen, bırakıp gitmeyi düşündüğünüz anlar artıp, çoğalacaktır.
Yalnız şöyle de bir yanı vardır gazetecilik işinin; Bir kez başladınız mı, bir daha bırakabilmek mümkün değildir.
Gördüğünüz herhangi bir enteresan olay, yapılan bir haksızlık, yanlışlık veya toplumsal tepki, anında içinizdeki gazetecilik yönünüzü açığa çıkarır ve kendinizi olayların içinde bulursunuz.
Ne diyorduk;
Zor zanaattır gazetecilik.
Kimseye yaranamazsınız.
Kalın sağlıcakla…